Uzman 800 bilim adamı dünya ikliminin 7 senede bir yapılan ?check up?ını tamamladı. Türkiye?deki sivil toplum kuruluşlarının kurduğu İklim Ağı da sıcağı sıcağına sonuçları değerlendirdi.
Geçen cuma günü (27 Eylül 2013) sabah saatlerinde Taksim Gezi Parkı?nın karşısındaki Point Otel?de önemli bir basın toplantısı vardı. Burada dünyanın geleceği ile ilgili hayati sorulara cevap veriliyordu. Mevzunun hak ettiği kadar olmasa da gazeteciler salonu doldurmuştu. Türkiye?den 350 sivil toplum örgütünün kurduğu İklim Ağı, Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)?nin 5. Değerlendirme Raporu konusunda kamuoyuna bilgi verdi. İstanbul?da bu basın toplantısı yapılırken, İsveç?in başkenti Stockholm?deki İklim Değişikliği Zirvesi?nde çetin müzakereler sonucu hazırlanan rapor daha yeni açıklanıyordu. Bu ?online? diyebileceğimiz bilgilendirmenin kahramanları bir evvelki geceyi uykusuz geçirmişti.
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) İklim Kampanyaları Sorumlusu Gökçen Şahin ve çalışma arkadaşları, Stockholm?deki TEMA Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Murat Türkleş ile gece boyunca irtibatta kaldı. Rapor üzerindeki tüm değişiklikler İstanbul?a aktarıldı. İklim Ağı için raporu, Şahin?in yanı sıra, IPCC Adaptasyon Kurulu Başyazarı Dr. Barış Karapınar, Greenpeace Akdeniz Ofisi İklim ve Enerji Kampanyaları Sözcüsü Pınar Aksoğan, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye?den Mustafa Özgür Berke, Eurosolar Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar değerlendirdi.
Şahin?in verdiği bilgiye göre Türkiye de dâhil olmak üzere IPCC?ye üye bütün ülkelerin üzerinde anlaştığı rapora göre yüzyıl sonuna kadar 2-4,5 derece sıcaklık artışı yaşanacak. Büyük ihtimalle (yüzde 95) sıcaklık artışı 1,5 dereceden yüksek olacak. Bu kadar ısınmadan ne olur demeyin! Tüm ekolojik sistem değişecek, su ve gıda kıtlığı yaşanacak, fırtına, kasırga ve su baskını gibi aşırı hava olayları artacak.
Raporun en önemli bölümü, 1951-2010 arasındaki küresel sıcaklık artışının, kesin olarak insan faaliyetlerinden kaynaklandığının açıklanması. Rapor ayrıca 1901-2011 arasında küresel sıcaklıklarda 0,9 derece artış görüldüğünü ortaya koyuyor. Meselenin daha iyi anlaşılması için eskiye gidip bir mukayese yapalım. Ortalama sıcaklıkların günümüze göre 3 derece yüksek olduğu buzul çağları arası dönemde deniz seviyeleri bugünkünden 5-10 metre yüksekti. Eğer bu derecede bir sıcaklık artışı tekrar olursa deniz seviyesinde de benzer bir yükselme bekleniyor. Raporda vurgu yapılan en önemli konulardan biri de karbondioksiti tutan orman, deniz çayırı gibi yutakların giderek azalıyor olması.
IPCC Adaptasyon Grubu Başyazarı Dr. Barış Karapınar, iklim değişikliğinin sosyo-ekonomik etkilerini değerlendirdi. Bunlardan en önemlisi, 2050?de dünyada yaşanacak gelir ve nüfus artışı sonucu gıda temininin güçleşmesi. Fiyatların da yüzde 80?e varan oranda artması. Tabii ki bu durum en fazla yoksulları vuracak. Karapınar?ın dikkat çektiği diğer bir husus da denizlerin yükselmesiyle denize kıyısı olan ülkelerde ve adalarda büyük sıkıntılar yaşanması. Burada da fakir ülkeler olumsuzlukları aşmakta güçlük çekecek. Türkiye ne yapmalı? Karapınar?a göre, petroldeki her 10 dolarlık artışın Türkiye?ye faturası 5 milyar dolar. Bu durum gözetilerek Türkiye?de iklim değişikliğinin önemsenmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçilmesi gerekiyor.
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyaları Sözcüsü Pınar Aksoğan?a göre ise iklim değişikliğine sebep olan sera gazı salınımlarının yüzde 41?inden kömür sorumlu. Türkiye, 2023 enerji hedefi gerçekleşirse, planlanan 80 civarında termik santral yatırımıyla kömürden elektrik üretiminde dünyada 4. olacak. Atmosfere saldığı karbondioksit 4 kat artacak. Bu durumda Türkiye enerjide dışa bağımlı olacak. Diğer taraftan bu durum iklim değişikliğini tetikleyecek.
WWF?den Mustafa Özgür Berke, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda iddialı konuştu. Tüm enerji ihtiyacının yenilebilir enerji kaynaklarından sağlanabileceği tezini savundu. Eurosolar Türkiye?den Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar?a göre, güneş herkese eşit dağıtılan, elde etmek için savaşmak zorunda olunmayan bir enerji kaynağı. Sorunda anlaşıldığı fakat çözümde anlaşılamadığı tespitinde bulunan Uyar?a göre izlenmesi gereken yol, öncelikle enerjinin etkin kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesinde. Uyar, fosil yakıtların, yenilenebilir kaynaklara göre daha ucuz olmadığını iddia ediyor. Çünkü fosil yakıtların maliyetleri hesaplanırken, sosyal maliyetler dikkate alınmıyor. Uyar, kömür santrallerine artık uluslararası bankaların kredi vermediğine, nükleer santrallerin de sigortalanamadığına dikkat çekiyor.
IPCC NEDİR?
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 1988?de Birleşmiş Milletler?in iki alt kurumu olan Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından iklim değişikliği konularında karar vericilere yol göstermek üzere kuruldu. Her 5 ila 7 yılda bir, dünyanın iklim sisteminin bugün geldiği durumla ilgili derlenen değerlendirme raporları basın ve karar vericilerle paylaşılıyor. Bu raporlardan ilki 1990 (FAR), ikincisi 1996 (SAR), üçüncüsü 2001 (TAR) ve dördüncüsü de 2007?de (AR4) yayımlandı. Bugün ilk bölümü yayımlanan IPCC?nin 5. Değerlendirme Raporu, Eylül 2013 ve Eylül 2014 tarihleri arasında parçalar hâlinde açıklanacak.
5. DEĞERLENDİRME RAPORU?NA GÖRE İKLİMİN GELECEĞİ
Dünya ortalama yüzey (kara ve okyanus) sıcaklığı verileri, 1901-2012 döneminde yaklaşık 0,9 derecelik bir artış gösterdi. Bu dönem boyunca yerkürenin hemen hemen tüm yüzeyi ısındı.
Geçen 30 yıl, dünya çapında 1850?den beri kaydedilen en sıcak ardışık 30 yıl, 21. yüzyılın ilk 10 yılıysa en sıcak 10 yıl oldu.
Sera gazlarının atmosferik birikimleri bugün itibariyle en azından son 800 bin senelik dönemde hiç olmadığı kadar yüksek bir düzeye çıktı.
Karbondioksit birikimleri, fosil yakıt ve arazi kullanımı değişikliği (ormansızlaşma, şehirleşme) nedeniyle sanayi öncesi döneme göre yüzde 40 arttı.
Kuzey Yarımküre?de 1983-2012 arası son 800 yılın en sıcak 30 yıllık dönemi oldu.
Grönland ve Antarktik buzullar son 20 yıllık dönemde kütle kaybediyor.
Okyanuslar atmosfere salınan insan kaynaklı karbonun yaklaşık yüzde 30?unu emdi ve asidik hale geldi.
19. yüzyıl ortasından beri gözlenmiş olan deniz düzeyi yükselmesi oranı , önceki iki bin yıllık dönemdeki ortalama yükselme oranından daha fazla oldu.
Ortalama deniz düzeyi 1901-2010 döneminde 19 cm yükseldi. Deniz düzeyi yükselmesi sürecek.
Soğuk gün ve gecelerin sayıları azaldı, sıcak gün ve gecelerin sayısı arttı. Sıcak hava dalgalarının sıklığı arttı.
Yağışların sayısının arttığı kara alanları, bu olayların azaldığı karalardan daha geniş. oldu.
Denizler 10 metre yükselecek
Dünya ikliminin 7 senede bir yapılan ?check up?ını tamamladı. Türkiye?deki kuruluşlarının kurduğu İklim Ağı da sonuçları değerlendirdi.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.