Yaycı, Türk mürettebatının bulunduğu gemiye yapılan saldırıyı silahlı soygun olarak değerlendirerek, deniz haydutlarının kaçırdığı 15 Türk denizcimizin fidye pazarlığıyla kurtulabileceğini söyledi. Haydutların, pazarlığı sigorta şirketlerinin avukatlarıyla yapacağını belirten Yaycı, saldırıların önüne geçmek için uluslararası ceza mahkemelerinin ve cezaevlerinin kurulması gerektiğini vurguladı.
Gemilere saldırılarının yüzde 65’inin Nijerya açıklarında olduğunu aktaran Doç. Dr. Yaycı, “Haydutların da vicdanlarını rahatlattıkları bir husus var. Nijerya’da çiftçilikle uğraşan bu kişiler, petrol çıkaran batılı ülkelerin tarım arazilerini mahvettiğini söylüyor. Arazileri petrol atıklarıyla dolunca da buradaki çiftçiler deniz haydutu oluyor” yorumunda bulundu.
SİGORTA ŞİRKETLERİYLE FİDYE PAZARLIĞI YAPIYORLAR
Bölgede saldırıların sık sık tekrarlandığını vurgulayan Doç. Dr. Yaycı, “Gemiye silahlı soygun yapıldı. Gemiye kancalarla çıkıyorlar, personeli rehin alıyorlar. Değerli eşyalar varsa bir kısmına el koyuyorlar. Sonra da sigorta şirketleriyle pazarlık yapıyorlar. Rehineler karşılığında fidye pazarlığı yapılıyor. Somali’de de böyleydi fakat burada olan çok daha acımazsızca. Somali’de insan öldürme neredeyse hiç yoktu. Gemiye çıktıktan sonra insanları rastgele ateş ederek korkutuyorlar, öldürüyorlar. Bir kısmını rehin alıyorlar sonra sigorta şirketleriyle pazarlığa geçiyorlar maalesef sistem böyle çalışıyor. Denizcilerimiz bu pazarlık neticesinde kurtarılacaktır” diye konuştu.
SALDIRIDA HEDEF TÜRKİYE Mİ?
Geminin Liberya bandıralı olduğu için ‘Türk gemisine saldırı yapıldı’ olarak düşünmediğini belirten Doç. Dr. Yaycı, “Türkiye’ye yönelik bir saldırı girişimi varsa da bu bizi vazgeçirmez. Yani Türkiye’yi Batı Afrika’dan dışarı çıkartacak sonuç alıcı bir davranış olmaz. Türk bayraklı gemilere saldırı yoğunlaşsa, Türkiye güçlü bir devlet, Somali’de nasıl kendi ticaret gemileri emniyete alındıysa burada da alırız. Bu bölgede de güvenlik üretiriz” ifadelerini kullandı.
DENİZ HAYDUTLARININ YARGILANACAĞI ULUSLARARASI MAHKEMELER KURULMALI
Böyle saldırıların önüne geçmek için hukuki eksiklikler olduğunu anlatan Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Deniz haydutluğu suçunun yargılanacağı uluslararası ceza mahkemesinin kurulması lazım. Önce yakalayacak sonra sorgulayacak ve alıkoyacak bir güç olması gerekiyor. Bu mahkeme kurulmadığı takdirde saldırılarla başa çıkmak mümkün değil. Ayrıca uluslararası cezaevi teşkil edilmelidir. Hiçbir batılı devlet, haydutları alıp da memleketlerine götürüp, yargılayamıyor. Yargılasa bile cezaevinde bu kişileri beslemek istemiyor. Yakalandıklarında tutuklanmıyorlar, sadece benzinleri, silahları alınıyor ve serbest bırakılıyorlar” dedi.
GEMİDE SİLAHLI MUHAFIZIN OLMASI İÇİN HUKUKİ ZEMİN YOK
Gemilerde silahlı muhafızların olması için hukuki zeminin olmadığını söyleyen Doç. Dr. Yaycı, “Örneğin, Nijerya silahlı muhafızın gemide bulunmasına müsaade etmiyor. Gemide silahlı muhafız varsa Nijerya limanına uğrayamaz ve mal da alamazsınız. Birleşmiş Milletler (BM) kararı alınarak silahlı muhafız meşrulaştırılabilir. Böyle bir durumda da sigorta şirketlerinin primleri çok yükselir. Deniz haydutlarıyla pazarlığı devletler değil sigorta şirketlerinin avukatları yapıyor. Nijerya’nın olduğu körfezde sigorta primleri çok yükseliyor. Çünkü silahlı soygun saldırıları var. Şirketler, gemileri sigortalarken ‘her an başınıza bir şey gelir’ diye primleri yüksek tutuyor. Bu da deniz haydutları ile sigorta şirketlerinin işine yarıyor. Gemide çalışanlar, gemiyi işletenler zarar ediyor” diye konuştu.
“CAN KAYIPLARI OLABİLİR”
Türkiye’nin vatandaşlarını kurtarmak için her türlü girişimde bulunduğunu hatırlatan Doç. Dr. Yaycı, “Türk gemiciler fidye pazarlığıyla kurtarılır. Bunlara yönelik operasyon düzenlemek çok gerçekçi değil. Bölgede devlet otoritesi de çok zayıf. Haydutların devletin içine de sızdığı söyleniyor. Türk gemicileri kurtarmak için devletler bir girişimde bulunursa da Allah korusun can kayıpları olabilir” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.