Bir işadamının denizle ilişkisini şöyle özetleyebiliriz: Alırsın birkaç milyon dolara süper bir motoryat, kaptan ve 3-4 mürettebat. Kaptan, yatı yaz gelince Güney'deki bir marinaya götürür, Ege'nin Akdeniz'in koylarında yaz boyunca aile, eş, dostla birlikte denize girilir, ara sıra jet ski'yle tur atılır, akşamları da karada eğlenilir.
Bir başka grup işadamı da var ki -sayıları gün geçtikçe artıyor- denizle olan ilişkisi daha tutkuludur. Bu gruba girenler teknelerini kendileri kullanıyor, dünya turuna çıkıyor, değme balıkçılarla yarışıyor, yelken yarışlarında boy gösteriyor, windsurf yapıyor... Bu isimlerden biri, iş hayatı da denizde olan Bernard Arcas.
- İşiniz zaten deniz, sıkılmıyor musunuz hayatınızın her anında denizde olmaktan? İşim deniz ve gemiler; karar vermek, risk almak, dünyayı izlemek zorundasınız. Aynısı yelkende de var, tekneyi ve rakiplerinizi tanımanız, rüzgarı ölçmeniz, ekibin parçası olmanız, risk almanız, hızlı karar vermeniz şart. Bir anda sayınca zor gibi geliyor ama ben yelken yaparken kafa boşaltıyorum, dümenci ne derse onu yapmak zorundasınız, yap diyor yapıyorum, atla diyor atlıyorum. Herkes finişe en erken varan olmak istiyor. Deniz insanı terbiye ediyor, sabrı öğretiyor, öngörü yeteneğini geliştiriyor. Bir haftadır buradayım, antrenman yaptık ve 4 gündür yarışıyoruz. Yarışlara katıldığımda o yılın en keyifli günlerini yaşıyorum.
Söze ekibin üyelerinden Tolga Yağlı giriyor ve 'Bernard'ın böyle konuştuğuna bakmayın, teknenin en iyi elemanlarından biri, iyi bir yelken ustası ve giderek de daha iyi oluyor' diyor...
- Kaç yıldır yelken yapıyorsunuz?Denizle tanışıklığımız her İzmirli gibi çocukken başladı. Çeşme'de çocukken winsdsurf ve yelken yapıyordum. Yelkene optimistle başladım, laser yaptım hatta katamaran bile var. Sabah tekneye biner denize çıkardık, akşama kadar denizde kalırdık. O dönemde kendi aramızda yarışırdık. Ancak sonra eğitim, iş hayatı derken sıklığı giderek azaldı.
- Yeniden nasıl başladınız?Babamın teknesi Bodrum'da Milta Marina'daydı. Yarışlar için sponsor aradıklarını duyunca destek olmaya karar verdik. Holding olarak voleybolun yanı sıra deniz sporlarına sosyal sorumluluk kapsamında çok önem veriyoruz. Bizim şirketten bazı arkadaşlar da bu yarışa katılıyordu, 'Hadi bir tekne alıp biz de katılalım' dedik. Aramızda para toplayıp Farr 40'ı aldık, teknik özellikleri çok iyi. Ekiple denizde de karada da çok iyi anlaşıyoruz, çok keyif alıyoruz. Ekip olarak bir başka yarışa daha katılma düşüncemiz var. Hangisi olacağına karar vermedik, zaten bizimkiler Deniz Kuvvetleri Yarışı'na da katıldı ve 3. oldular. Gelecek sezon daha çok zaman ayıracağım.
- Bu yarış dışında destek verdiğiniz diğer deniz sporları hangisi? Arkas Spor Kulübümüz var. Kamuoyunun en çok tanıdığı takımımız Arkas Voleybol Takımı, sürekli birinci oluyoruz! Arkas Spor'da 700 çocuğumuz var, yüzme, yelken, sörf yapıyorlar. Şimdi yeni bir tesis yapıyoruz, sanırım 1,5 yıl içinde olimpik havuzu, antrenman sahalarının olduğu bir komplekse sahip olacağız. Arkas Yüzme Takımı'nı da kuruyoruz, 13-14 yaşlarındaki sporcularımızdan. 5-6 yıl sonra havuzlarda fırtına gibi esecekler.
- Özel olarak desteklediğiniz windsurfçü Enes Yılmazer var değil mi?Enes'le 15 yaşındayken tanıştık, ben de windsurf yaptığım için onu anladım, destek olduk ve çok iyi bir noktaya geldi. Dünya sıralamasında ilk 20'de ve yaşı 22. Bir windsurfçü için küçük bir yaş, dünya birincisi 40 yaşında! Dünyanın ilk beşi arasına girecek hedefimiz bu, bu yönde de olumlu işaretler var.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.