Kabotaj-İçsular Deniz Ulaşım Master Planı hazırlanmalı
Türkiye Cumhuriyetini kuran akıl, bir milletin kendi denizciliğine kendi başına sahip çıkmasının önemini o kadar hızlı kavramışlardır ki, yüzyıllar içinde verilen, 1856da kaldırılması gündeme gelen, 1911de İttihat ve Terakki tarafından kaldırılıp Sevr ile daha beteri getirilen ödünleri derhal silip atmışlar ve 1 Temmuz 1926da Türk karasularını Türk armatörüne, Türk kaptanına hatta Türk acentesine ve Türk kılavuzuna iade etmişlerdir. Böylelikle I. Dünya Savaşının yüzde 90ı yabancı gemiler tarafından yapılan kıyı deniz ticareti Kurtuluş Savaşı nihayetinde tamamen Türk milletinin eline geçmiştir.
Kabotaj hakkını ülkemiz insanına kazandıranlar, Türkiye kıyılarında devlet ve Türk özel teşebbüs gemilerinin gelir elde etmesini sağlarken, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Seyrisefain İdaresinin 21 mevcudu olan 50.000-60.000 ton toplam kapasiteye haiz filosu 1929 ekonomik buhranına kadar her yıl en az iki gemiyle genişlemiştir. Seyrisefain Idaresinin devamı olan ve efsanevi Deniz Nakliyatın nüvesi olacak Denizyolları Müdürlüğü de sonraları posta gemileri olacak 17 gemiyle filoyu büyütmüştür.
Genç Türkiye Cumhuriyeti bu bilinçle 1935 yılına gelindiğinde askeri tersanelerinde denizaltı yapabilecek duruma gelmiş, üstüne üstlük yeni tersane planlarını birer birer hayata geçirmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarından 1950lı yıllara kadar süren bu coşku bundan sonra düşüşe geçmiştir.
Yokluk içinde Kabotaj Hakkına sarılarak deniz taşımacılığınu büyüten o kadronun heyecanı sonraki nesillere aktarılamamıştır. 1962 yılında yüzde yurt içinde ancak 16 gibi yer tutan deniz yoluyla yük taşımacılığı yıldan yıla yerini kara taşımacılığına bırakmıştır. Aynı akıbeti demiryolları daha ciddi olarak yaşamıştır. Tüm ekonomik ve çevresel avantajlarına rağmen bu iki taşıma modunun toplam hacminin 2014 yılında neredeyse kara taşımacılığının dokuzda birine düşmesi biz denizcilerin anlayamayacağı bir şeydir. Kaldı ki demiryollarının kullanımının azalması da bir yönüyle limanların ve üretim merkezlerinin demiryolu bağlantısının olmamasından kaynaklanmaktadır.
Yükler bir kere kamyonun kasasına yüklendikten sonra onu bir daha oradan indirmek mümkün olmamıştır. Yurtiçi yükler limanlara ekonomik olarak taşınamayınca, kabotaj taşımacılığı da bitme noktasına gelmiştir.
Kabotaj taşımalarındaki potansiyel dikkate alınarak yeniden Kabotaj-İçsular Deniz Ulaşım Master Planı hazırlanmalıdır. Yük, yolcu ve araç trafiğinin denize kaydırılması için uygun teşvik paketleri devreye sokulmalıdır. Can, mal ve çevre emniyeti için ve ulaşım maliyetlerini ölçek ekonomisine göre düşürebilmek için özel projeler geliştirilmelidir.
İçsularda çalışan yaşlı feribot ve yolcu teknelerinin modern ve LNG ile çalışan gemilerden oluşacak şekilde yenilenmesine büyük ihtiyaç vardır.
Milli mücadele kahramanlarımızın bize hediye ettiği bu mirasa sahip çıkılması dileğiyle tüm denizcilerimizin 1 Temmuz Kabotaj Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.
Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.