Yıldırım'dan BADER iftarında birlik çağrısı
GÜNDEMBarbaros Denizciler Derneği iftar yemeği yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Ortak paydası 'Deniz' olan herkesi kucaklamak amacıyla yola çıkan ve faaliyete başladığı 2006 yılından itibaren denizcilik sektöründe başarılı çalışmalara imza atan Barbaros Denizciler Derneği, bu Ramazan Ayında da denizcileri bir araya getirdi.
Her yıl olduğu gibi yine yoğun bir katılımla gerçekleştirilen "Geleneksel İftar Yemeği"ne Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu?nun yanı sıra Denizcilik Müsteşar Yardımcısı Hamza Taşkeser, MHP İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak, Ak Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Ulaştırma Bakanı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy, DTO Başkanı Metin Kalkavan, DTO Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, Türk Loydu Tamer Yılmaz, Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç, Gemi Mühendsileri Odası Osman Kolay, YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, BADER üyeleri ve denizcilik sektörünün önde gelen isimleri katıldı
Öte yandan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İTÜ DF Dekanı Nil GÜLER, DEÜ DF Dekanı Güldem Cerit ve çok sayıda ilçe belediye başkanı mesaj çekerek tebriklerini iletti.
Bine yakın kişinin katıldığı iftar programında Somali'de yaşanan felakete dikkat çekildi. Kimse yok mu? derneği ile ortaklaşa bir çalıştırma gerçekleştirilerek yardım toplandı.
Yıldırım, Barbaros Denizciler Derneğince (BADER), Viaport Crowne Plaza Otel'de düzenlenen iftarda yaptığıkonuşmada, denizcilerin gittikçe büyüyen, büyüdükçe dayanışması artan bir topluluk olduğunu, denizcilikle ilgili sivil toplum kuruluşlarının artmasının, denizciliğin güçlenmesi anlamına geldiğini söyledi.
Türk denizciliğinin son birkaç yıl içinde küresel krizle bağlantılı olarak bir dalgalanma geçirdiğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Bildiğimiz bir gerçek var, küresel kriz 2008'in son çeyreğinde dünya emtia ticaretinin finansmanının zora düşmesiyle başladı. Mal ticaretinde küresel finansmanda sıkıntı çıkınca, küresel ticaret yavaşladı, durdu. Taşımaların uluslararası anlamda yüzde 80'den fazlasının deniz yoluyla yapıldığını düşünürsek, küreselticaretteki bir birim azalma, deniz taşımacılığına 4 kat çarpan etkisiyle yansır. 2009, en zor yılımız oldu. Tam onun tahribatlarını tamir etmeye çalışırken, bu kez Amerika, İtalya, İspanya ve Yunanistan'da baş gösteren dış borç krizi tekrar olumsuz havayı tetikledi. Şimdi denizciliğimiz bu olumsuz havanın, bu zor şartların etkisiyle mücadele ediyor. Bunları da atlatacağız. "
Türkiye'nin durumunun birçok ülkeye göre çok daha iyi durumda olduğunu anlatan Yıldırım, gerek bankacılık sistemi, gerekse ekonominin genel dinamizminin her türlü zorluğu aşacak kapasitede bulunduğunu söyledi.
Kredi Garanti Fonu marifetiyle, yarım kalan gemilerin tamamlanması yönünde özel bir düzenleme yaptıklarını aktaran Yıldırım, KOBİ'lere mahsus getirilen bu düzenlemeye tersaneleri de eklediklerini, 30 kadar projenin bundan yararlandığını, yarım kalan birçok projenin de tamamlanabildiğini vurguladı.
Yıldırım, uzun süredir üzerinde çalışılan Koster Projesi'ni yakında harekete geçirebileceklerini belirtti. İzmir Geçiş Köprüsü ile 3. Boğaz Köprüsü projelerinde tersanelerin rol alabileceğine değinen Yıldırım, şunları kaydetti: "Denizcilik sektöründe üretim verimliliği yönünden hala sorunumuz var. Küresel iş yapıyoruz, ama küresel rekabet edecek altyapıyı, insan kaynağı kapasitesini, kurumsal altyapıyı henüz oluşturamadık. Nerede sıkıntımız var, bunu mutlaka tespit etmemiz lazım. Kurulu kapasitemiz ve teçhizatımızda sorun yok. Sorunumuz planlamada, üretim kademelerinin sürekliliğinde, pazarlamada. Bunları aşabildiğimiz oranda gücümüzü artıracağız, rekabet şansımızı yükseltmiş olacağız. "
-"Ay Yıldızlı bayrağımız hepimize yeter"-
Gelişmiş ülkelerde devam eden sosyal sorunların adeta bir patlamaya dönüştüğünü, refah seviyesinde kayba uğrayacağını hisseden insanların sokağı işgal ettiğini belirten Yıldırım, bir yandan Türkiye'nin çevresindeki ülkelerde yönetimlere karşı başlatılan başkaldırının, Türkiye'nin konumunu, önemini ve rolünü çok daha artırdığını söyledi.
"Bu süreçlerde gerekli dayanışmayı, birliği, beraberliği sergileyebilirsek, hem ülkemizin 27 yıldır başının belası olan terörü yok edebileceğiz hem de bölgedeki etkinliğimizi çok daha hissettirir hale gelebileceğiz" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun tek anahtarı, 74 milyon vatandaşımızın birliği, beraberliği, kardeşliğidir. Ay Yıldızlı bayrağımız hepimize yeter. Bu bayrağın altında tek millet, tek vatan, tek ülke olarak nasıl bin yıldan beri beraber yaşadıysak, gelecek binlerce yıl da beraber yaşamamızda bir sorun yok. Bu konuda hükümetimizin duruşu çok nettir. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'nin birliğini, beraberliğini, üniter yapısını tartışmaya açamaz, böyle bir hesabın içine giremez. Hiç kimse yüzde 6 ile yüzde 94'e dayatma yapamaz. Ne sorunumuz varsa geçmişte olduğu gibi gelecekte de bugün de oturup konuşacağız. Bu prensipler içinde çözüm bulacağız. Bunun dışındaki arayışlar büyük Türk milleti vicdanında asla ve asla kabul görmez. Buna da hiçbir vatan evladı rıza göstermez. Manevi duyguların doruğa ulaştığı bu mübarek ramazanda, terör örgütü maalesef ramazan, maneviyat dinlemiyor. Maalesef terör faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Ama bunun bir çıkmaz sokak olduğunu biliyoruz. Asla ve asla bu yöntemle bu millet yıldırılamaz. Hiç kimse de buradan böyle sonuç alamaz. Bu konuda bütün milletin tam kararlılığı vardır. "
-"Denizciler artık siyaseten de güçlü"-
Bu dönem parlamentoda daha çok denizci milletvekilinin bulunduğunu belirten Yıldırım, artık denizcilerin siyaseten de daha güçlü olduğunu ifade etti.
Maneviyatın alabildiğince arşa uzandığı bu günlerde açlıkla pençeleşen insanların unutulmaması gerektiğini dile getiren Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu konuda sivil toplum kuruluşları, resmi kuruluşlar, vatandaşlarımız dünyaya örnek bir çalışma yapıyor. Yarın gemi kalkıyor. Öbür gün de gemi kalkacak. 50 bin ton un, yağ, şeker gönderiyoruz. Başbakanımız ayın 18'inde bizzat gidecek ve dünyaya 'boş işleri bırakın, birbirinizi kırıp dökmeyi bırakın. İnsanlık ölmedi, buraya gelin' diyecek, dünyaya mesajını verecek. Oradaki insanlar açlıktan ölürse, bu utanç hepimizindir. Hiç kimse, 'bunda benim sorumluluğum yok' diyemez. Onun için Türkiye yine dünyada örnek olmuştur. Bugüne kadar toplanan nakdi yardımlar, ciddi bir kampanya olmamasına rağmen 200 trilyonu aşmıştır. Türk insanı bir kez daha farkını ortaya koymuş, yoksullukla mücadele eden kardeşlerinin imdadına yetişmiştir. "
İlginizi Çekebilir