"Türkiye?nin İhracatına Zarar Veriyor"

GÜNDEM Zamlara karşı çıkan firmaların araçlarını gemilere bindirmeyen ve değişik zorluklar çıkararak
günlerce bekleten UN Ro-Ro, TEKEL konumunu kötüye kullanarak, Türkiye?nin ihracatına
zarar vermeye başladı.

UN Ro-Ro yöneticileri, baskı yapmaya çalıştıkları Saras Lojistik A.Ş?ye ait rezervasyonlu
araçları Mersin, Ambarlı, Pendik ve Trieste limanlarından gemilere almadılar. Eleştiride
bulunan firmalara aba altından sopa göstererek baskı altına almaya çalışan UN Ro-Ro, bu
tutumuyla Türkiye?nin ihracatını da tehdit eder hale geldi.

Bu tutumun durdurulması gerektiğini söyleyen Saras Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Turgay Aras, ?Biz yabancı sermayeye karşı değiliz. Ancak bu firma Tekel konumunu
kötüye kullanmaktadır. Uygulamaları, tüm ihracatçıları tehdit niteliğindedir. Meslek
örgütümüzün karşı çıkması gereken bir konuyu dile getirdik ve şimdi cezalandırılıyoruz. Buna
rağmen UND?nin bazı yöneticileri hala UN Ro-Ro?nun avukatı gibi konuşmaktadır. Hiçbir
borcumuz olmadığı halde, UN Ro-Ro adına konuşarak, bu kuruma borcumuz olduğu yalanını
söyleyerek, hala o kurumu savunmaktadır. Artık net olarak bellidir. UND yöneticilerinin yeri
sektörün değil, UN Ro-Ro?nun tarafıdır? diye konuştu.

Geçen hafta medyadaki UN Ro-Ro?nun zamlarına isyan ettiği yolundaki haberlerden
sonra, Saras Lojistik?e ait ihraç malı yüklü çok sayıda araç, Ambarlı ve Pendik limanlarına
alınmadı. Aynı şekilde İtalya-Trieste Limanı?nda da Saras?a ait dönüş araçları gemiye
bindirilmedi. Bunu tutanaklarla tespit ettiren Saras, hukuki süreç başlatma kararı aldı. UN
Ro-Ro?nun tutumundan rahatsız olan çok sayıda firma, kara listeye alacağı korkusuyla ses
çıkaramıyor. UN Ro-Ro da bu sessiz ortamda istediği gibi davranıyor.

Artık hükümetin sorunu

Bin (1.000) araçlık filosuyla, Türkiye?nin en büyük lojistik firmaları arasında yer alan
Saras Lojistik, Türkiye?nin en büyük sanayi kuruluşlarına lojistik hizmeti veriyor. UN Ro-
Ro?nun keyfi tutumuyla bu hizmetleri aksatamayacağını söyleyen Turgay Aras, ?Bizler
Türkiye?nin geleceğine inanarak çalışıyoruz ve bu inançla yatırım yapıyoruz. Ancak UN
Ro-Ro aşırı kar hırsıyla sorunu ticari kuralların dışına taşıyarak, tehdit boyutuna getirdi.
Bu tehditler, Türkiye?nin geleceğine yapılmaktadır. 2023 hedeflerine yöneliktir. Artık
ihracatçının ve nakliyecinin sorunu olan bu sorun, Türkiye?nin meselesi haline gelmiştir.
Rekabet Kurumu?nun kararıyla da tutumu tescillidir. Hükümetin bu keyfi uygulamalara
çözüm bulmasını bekliyoruz? dedi.

İŞTE UN RO-RO?NUN KEYFİ UYGULAMALARI:

- Tarifeli sefer olmasına karşın, zaman zaman istediği doluluk oranına ulaşmazsa gemi
seferlerini iptal ediyor. Böyle durumlarda, ihraç malı yüklü TIR?lar, 3 gün sonraki, yine
iptal edilirse, 1 hafta sonraki seferi bekliyor. Örneğin Mersin Limanı?ndan 2 Ocak günü
kalkması gereken gemi iptal edildiği için yüzlerce araç sonraki gem içın bekletiliyor.

- Gemiye binişlerde, firmalara eşit davranılmıyor. Birkaç firmanın araçlarına öncelik
tanınıyor. Limana geliş sırasına göre gemiye almak yerine, henüz limana bile gelmemiş
olan birkaç iktiyazlı firmanın araçları bekleniyor. Eğer gemi dolarsa, daha önce gelmiş
olsa bile diğer firmaların araçları bindirilmiyor.

- İki firmaya her konuda öncelik tanınıyor. İtalya?dan trenle devam edecekleri
gerekçesiyle rezervasyon ve sıra önceliği verilirken, dönüşte trene binmedikleri halde
aynı öncelik yine tanınıyor. Binemeyenler ise 3 gün sonrasına bekletiliyor. Oysa her

firma, aynı değerde tutulması gerekir.

- Trieste?den dönüş seferinde, devamlı müşterisi olan Türk firmaları bekletilirken,
transit ve ithal araç taşıyan yabancı TIR?lara öncelik veriliyor. Çünkü onlardan tek
gidiş olduğu için peşin ve daha fazla ücret alınıyor. Türk araçları ise yabancı limanda
günlerce bekletiliyor.

- Bazı tarifeli gemilerin Pendik ve Ambarlı?dan TIR alması gerekiyor. Ancak Pendik?te
doldurduğu anda, tarifeli olmasına karşın Ambarlı?ya uğramıyor. Ek bir sefer de
yapılmadığından, Ambarlı Limanı?na gelen TIR?lar 3 gün sonrasını beklemek zorunda
bırakılıyor.

- Hafta sonları fazladan araç başına 100 euro almasının gerekçesi nedir? Maliyetinde
hiçbir değişme olmazken, fazla para alınmasının nedeni nedir? Bu mantıkla, hafta içi
100 euro indirim yapılması gerekmez mi?

- Bonus sisteminde kredi kartıyla ödemelere yüzde 9 bonus verilirken, çekle ödemeye
(1 Ocaktan itibaren) neden yüzde 5 bonus veriliyor? Vade ve şartlar değişmediği halde,
bu oranlar neden değişiyor?