© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi

Türkiye?den dünya markası çıkardılar

İhracatının yüzde 60?ını Çin?e yapan Güven Kepçe ve Makine, dünya pazarında yeni noktalara açılmayı sürdürüyor. 2012 yılı için hedef büyüten firma yetkilileri bürokrasiden ve patentlerine karşı açılan davalardan yana bir hayli dertli.

Faaliyetlerine 1983 yılında İstanbul Maltepe?de başlayan Güven Kepçe ve Makine, 2011 yılına gelindiğinde dünyanın dört yanına ihracat yapan bir firma haline gelmiş. İlk olarak deniz kumu taşımacılığı alanında hizmet veren firmanın ortaklarından Murat Demir, değişen koşullara profesyonel çalışma ortamını da eklediklerini söylerken ?Tek amacımız ihracat yaparak Türkiye?ye katkı sağlamak. Ancak bürokrasi ve bazı fırsatçı kişiler bunu göz ardı ederek bize engel olmaya çalışıyor.?dedi.

Güven Kepçe ve Makine faaliyetlerine ne zaman başladı?

1983 yılında Maltepe?de faaliyet göstermeye başladık. 17 Ağustos 1999 depremine kadar kum kepçesi ürettik. Depremden sonra sektörde duraklama olunca alternatif işlere yöneldik. Bazı firmaların vasıtasıyla yurt dışına açıldık. Talepler gelmeye başlayınca Gebze?de önce 300 metrekare, daha sonra da bin 200 metrekarelik bir alana taşındık.

 

Yurt dışına ihracat konusunda kısa bir süre içerisinde nasıl bu kadar hızlı bir yol aldınız?

Yurt dışından talepler gelmeye başlayınca bu alana yöneldik. Yurt dışına ihracat yapıyorsanız kaliteli ve Avrupa?da üretilenden daha uygun fiyata üretmelisiniz. Bizim ürettiğimiz kepçelerden Çin?de de Avrupa?da da üretiliyor. Ancak orada üretilen kepçeleri bizi bilen armatörlerin hiçbiri tercih etmiyor. Çünkü biz hem Avrupa standartlarında üretim yapıyoruz hem de ucuzuz. Denizciler çok büyük riskler altında hareket ediyor. Bir operasyon sırasında oluşabilecek arızada önemli sıkıntılar yaşanıyor. Kepçelerimizin kaliteli oluşu bizim tercih sebebimiz oluyor.


Servis konusunda müşterilerinize nasıl bir hizmet sunuyorsunuz?

Dünyanın her noktasında varız. Yaklaşık 8 kişilik bir servisimiz var. Müşteri bizden yardım istediği anda ekibimizi gönderiyoruz. Biz Almanlar gibi ince hesaplar yapmıyoruz. Önce müşteriye kepçeyi verip daha sonra müşteriye hizmeti sunmayı amaçlıyoruz. Onlar yedek parçadan para kazanıyor. Parçalarını kendilerinden başka bir yerde bulamıyorsunuz.

?Almanlara fiyat düşürttürdük?

Dünyada kepçe üretiminde Pazar payı nasıl dağılıyor?

2000 yılı itibarıyla biz ihracata başladık. Yüzde 60 oranında Çin?e ihraç ediyoruz. Geri kalan kısmı da denizciliğin ve limancılığın olduğu her yere yapıyoruz. Biz piyasaya çıkana kadar Almanlar piyasayı elinde tutuyordu. ABD?de, Hollanda?da, İtalya?da, İspanya?da da üretim yapanlar var. Herkes her firmayı tercih etmiyor. Almanların fiyatları çok yüksek. Bizden sonra yüzde 30 oranında fiyatlarını düşürdüler.

Almanların firmanızla ilgili ilginç bir girişimi olmuş?

2006 yılında başka bir firmanın ismiyle bize geldiler. Kepçeleri onlara isimsiz üretmemizi istediler. Ama biz bunu kabul etmedik. İyi ki kabul etmedik. Amaçları pastayı kendilerine almaktı. 2006 yılından bu zaman çok şey değişti. 2-3 milyon dolar ihracat yaparken bugün 15-16 milyon dolar yapıyoruz.

Fiyatlar konusunda Avrupa ile aranızda nasıl bir fark var?

12 kepçe yaptıran bir firmaya 1,5 milyon Euro kazandırdık. Bunu Avrupa?da yaptırsa 2 milyon dolara yaptıracaktı. Biz 500 bin Euro?ya yaptık. Türkiye?de bizim gibi başka kepçeci yoktur. İnternete girseniz bir sürü firma çıkar.

En büyük kepçeyi üretti

Türkiye?de en büyük kepçeyle bir ilki başarmışsınız?

46 metreküp hacimli Türkiye?de üretilen en büyük kepçeyi yaptık. Firmalar bu tür siparişleri verirken çekiniyor. Normalde 4 tane olacaktı. İlk önce bir tane yaptırdılar görmek için. Bunu yurt dışında 200 bin Euro?ya yaptıracaktı. Biz daha düşük fiyata yaptık. Güven Kepçe ve Makine hem kazanıyor hem de kazandırıyor. Hyundai Tersanesi müşterilerine bizi öneriyor. Bu çok önemli.

 

Kendi firmanıza özel patentli çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

Patenti bize ait olan radyo kontrollü kepçe çalışmamız var. Bu çok tercih edilen bir kepçe oldu. 2006 yılında 50, 2008 yılında 150, 2009 yılında 250 tane ürettik. 2010 yılında 315 tane ürettik. Bu yılki hedefimiz geçen yılın üzerine çıkmak.

 

Patent konusunda sıkıntı yaşadığınız durumlar söz konusu. Bunları aktarabilir misiniz?

Bir gazeteye verdiğimiz röportajı kepçe üretmeye çalışan birisi almış aynen yayımlatmış. Senede 200 kepçe üretiyoruz yazmış. Senede üretebileceği kepçe en fazla 15. Bizim dediklerimizi almış aynen vermiş. Sektörde çekememezlik var. Birisi de çıkmış bizim projemizin aynısı Japonya?da varmış. Oradan bir fotokopi almış. Noterden onaylatmış, mahkemeye vermiş. Bunu biz ihracat yapmayalım diye, önümüzü kesmek için yapıyor. Türkiye?ye sağladığımız katma değeri, istihdamı düşünmüyor. Maalesef bu tür konularla gereksiz yere vakit kaybediyoruz. 1990-2010 yılları arasında Türkiye?ye 25 milyar dolar katma değer sağladık. Bunlar göz ardı edilmemeli.

 

Müşterilerinizin her talebine cevap verebiliyor musunuz?

2008 yılında kurumsallaşmaya başladık. Bunu aştık artık. Her gemideki her yüke göre kepçe tasarlayıp üretebiliyoruz. Müşteri bizden kepçe istediğinde, ?Hemen yapalım? demiyoruz. Kullanacağı alanı ve yükün özelliklerini belirliyoruz. Müşteriyi doğru yönlendiriyoruz. Daha önceden örnekleri var. Bunlar yapılmazsa müşteriler kepçeyi kullanmadan çöpe gönderiyor. Bu kötü deneyimleri yaşadıkları için Türkiye?den kepçe almaktan çekinenler var.

 

2009 yılındaki krizde firmanızın durumu ne oldu?

Biz tedbirlerimizi almıştık. Krizden aşırı etkilenmedik. Çok fazla açılmadık. Taşımacılığın yüzde 80?ni denizyoluyla yapıldığı için ciddi avantajımız var. Sadece kriz öncesi siparişler daha kolay veriliyordu. Şimdi biraz daha zor satılıyor. 2010 yılı da bizim için çok güzel geçti.

 

Dünya pazarında size referans olabilecek önemli firmaları bizimle paylaşır mısınız?

Hyundai Tersanesi, STX Tersanesi, COSCO Tersanesi bizimle çalışıyor. Referans olarak bu firmalar önemli. Ayrıca vinç firması MacGregor ile 5 yıllık üretim anlaşması imzaladık. MacGregor kendi ismin koyup satacak. Bizde ihracat yapmış olacağız. Teklif kendilerinden geldi. Önemli bir deneyim. Ayrıca İtalya?ya Mısır?a temsilcilikler verdik yakın zamanda. Singapur, Dubai, Hong Kong gibi birçok noktada temsilciliğimiz var. Brezilya?da bizden temsilcilik istiyor.

 

Türkiye?de durum nasıl?

Türk armatörleri de bizi tercih ediyor. İlk başta biz Türkiye?de bu kadar armatör olduğunu bilmiyorduk. Fuarlar sayesinde herkesle tanıştık. Cengiz Kaptanoğlu sağolsun bize çok destek verdi. Türkiye?de çalışmadığımız bir YASA Denizcilik vardı. Onlar da Almanları bırakıp bizi seçtiler. Genel Denizcilikle 8 gemi için anlaşma imzaladık. Türk denizciliğinin kepçelerinin tamamını biz üretiyoruz diyebilirim.

 

Tuzla?ya büyük katkı

GESİAD tarafından ağabeyiniz Mehmet Emin Demir bir ödüle layık görüldü. Bu ödülü almanızı sağlayan konuyu bizimle paylaşabilir misiniz?

Gebze Sanayici İşadamları Derneği (GESİAD) kriz döneminde Çin?e ihracat yapan bir firmanın olup olmadığını araştırmış. Kriz döneminde de Çin?e ihracat yapan tek firma bizdik. Emin Bey, yılın işadamı ödülüne layık görüldü. Bu ödül çok büyük firmaların olduğu bu bölgede bize prestij sağladı.

 

Yurtdışıyla bu kadar iş yapan bir firma olarak gümrüklerde ya da bürokraside herhangi bir sorunla karşılaşıyor musunuz?

Bir firmaya bazı ürünler yaptık. Buradan ihracatını gerçekleştiremedik. Önümüze büyük engeller çıktı. Biz bu konunun üzerine gittik. Şimdi Tuzla bizim sayemizde ihracat yapılan bir bölge oldu. Buradan ihracat yapılıyorsa bunun sebebi bizim konunun üzerine gitmemizdir. Gümrüklerde bazen sıkıntılı durumlar oluyor. Kepçelerimizde dışarından aldığımız tek bir parça var. Bu cihazlardan şimdiye kadar çok defa getirmiştik. Ancak geçen ay getirdiklerimizi bize teslim etmediler. Oradaki memura bunu birçok kez getirdiğimizi anlatmaya çalıştık. Ancak aynı memur bize bir ay sonra onay verdi.  İhracatımız aksadı. Gidip bu cihazları kepçelere takacağız. Artı bir maliyet ve zaman kaybı. Bürokrasinin minimum seviyeye indirilmesi gerekiyor. Bir başka konu daha var o da; müşteri bize eski kepçesini verip yenisini almak istiyor. Ama Türkiye?de bunu yapamıyoruz. Her yerde yapılıyor. Biz burada geçici ithalat yapmak zorundayız. Bu konu bizim için büyük bir sıkıntı. Bunu belli bir zamanda ihraç etmek zorundayız. Eski kepçeyi nasıl ihraç edeceğiz? Gümrüklerde çok başka daha sıkıntılar var. Onlarda Türkiye gerçeği.

2012 hedefleriniz nelerdir?

Yeni fabrikamızla kapasiteyi artıracağız. Bazı denizcilik ataşmanlarını şu an üretmiyoruz. Onları da üreteceğiz. İstihdam sayımız da artacak. Birkaç yıl içerisinde armatörlük alanında faaliyet göstermeyi düşünüyoruz. İnşaat sektörüne girmek de planlarımız arasında yer alıyor.

Yeni Pazar arayışlarınız ne durumdadır?

Biz hiçbir zaman belli bir pazara bağlı kalmadık. Açıkçası biraz hükümetin politikasını izledik. Ortadoğu?ya açıldık. Batı Afrika, Güney Afrika ve Güney Amerika?ya açıldık. Gelecek hedefimizde Rusya pazarına açılmak var.


Memleketiniz olan Kastamonu?ya balıkçı barınağı yaptırma projenizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Bu konuyla ilgili dosyamız Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım?ın elinde. Bizim köyümüz Cide-İnebolu arasında kalan bir yer. Herhangi bir geçim kaynakları yok. Tek yapabilecekleri şey balıkçılık. O bölgede 19 köy var. Balıkçılık amatör olarak yapılıyor. Köyün sabit nüfusu bin 700 civarında. Oradaki insanlara yeni bir ekmek kapısı açmak istiyoruz. Yaklaşık 4.5 milyon TL maliyeti olan bir çalışma. Bunun yüzde 20?sini işadamları olarak biz karşılıyoruz. Memleketimizi sevdiğimiz için oraya güzel şeyler yapmaya çalışıyoruz. Eski bir okul vardı köyümüzde onu yıktırdık. Yeni bir okul yaptırdık. Kazandıklarımızı öncelikli olarak köyümüze yatırıyoruz. Bu barınak içinde onay alırsak çok güzel olacak

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER