© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi

Sanki bir güç, denizcilere verdiğini geri topluyor?

Ekonomik krizi sonrası denizcilik piyasalarını değerlendiren Kaptan Levent Akson ??Sanki bir güç, 2003 ile 2008 yılları arasında denizcilere verdiklerini geri topluyor?? dedi.

Denizcilik sektöründe yaptığı analizler ve yorumlarıyla tanınan fakat bir süredir gözlerden uzak olan Polaris Denizcilik Genel Müdürü Kaptan Levent Akson ile piyasaları konuştuk. Piyasalara dair ilginç tespitlerde bulunan Akson, 2011 yılını ?uçuruma doğru adım adım? diyerek tanımlıyor ve piyasalarda tsunami yaşandığını düşünüyor. Akson ?Yakıt fiyatlarının yüzde 200 artması, yılın ilk 5 ayında dünya filosuna katılan 63 milyon dwt ve 2011 sonuna  kadar 81 milyon dwt daha yeni tonajın katılacak olması, beni maalesef olumsuz düşünmeye zorluyor? diyor.

Navlun piyasalarının geleceği ile ilgili sektörde çeşitli fikirler var.  Piyasaları yakından takip eden biri olarak sizin beklentiniz hangi yönünde? 

Navlun piyasasının geleceği hakkında yorum yapmadan önce, bir buçuk yılın analizinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle 2011? deki tanker ve dökmeci kazançları 2010?un ilk yarısına göre yüzde elli daha düşük.  2010 yılının ilk yarısında, tanker ve dökmeciler günde ortalama 29.000 dolar gibi rahat bir seviye izlerken bugün kazançları, 15.000 usd / gün gibi acılı bir seviyeye düştü.  Capesıze dökmecileri 2010?un ilk yarısında 34.000 dolar/gün kazandılar, 2011 de ise sadece 6.400 dolar/gün, % 80?lik acılı bir düşüş.  VLCC?ler 59.000 dolar/gün seviyesinden 27.000 dolar/güne düştü.  Bu arada sadece temiz ürün tankerleri genel gidişatın tersi bir görünüm izledi.  2010?da 13.500 usd/gün iken bu sene  14.000 usd/güne yükseldi. 2011 bence en iyi şu şekilde anlatılabilir: ?Uçuruma doğru adım adım?. PI (Paın Index) bütün gemi tipleri için fena halde düşük. Capesizelar depresyonda, hemen arkasından da panamaxlar geliyor.  yakın zamandaki bir canlanmaya rağmen temiz ürün tankerleri hala durgunluk bandında, kirli ürün tankerleri ve aframaxlar da aynı durumda. VLCC?ler, suezmaxlar ve handymax dökmeciler durgunlukta değiller ama çok ince bir sınırdalar. Bir bütün olarak markete bakarsak, capesizelar hariç durum hala yavaşlama ve durgunluk eğiliminde fakat bunalım (kriz) değil. Bugün itibarıyle, başta ABD ve AB ülkelerinde olmak üzere tüm dünya ülkelerinde ekonomik kriz beklentileri, önü alınamayan ve hiçbir izahı olmayan yakıt fiyatlarında yükselme, bu yılın ilk 5 ayında dünya filosuna katılan 63 milyon dwt ve 2011 sonuna  kadar filoya katılacak 81 milyon dwt?lik yeni tonaj, beni maalesef olumsuz düşünmeye zorluyor.

Bir yazınızda tahminde bulunmak saçmalamaktır demiştiniz. Kriz öncesi ve sonrası yapılan tahminler yine tutmadı. Şimdi farklı görüşler var?

Tahminleri yapan insanların şöyle bir hatası vardı; 2008 krizini meşhur 1929 krizine benzettiler ve birkaç yıl sonra ekonominin toparlanmasıyla piyasaların da düzeleceği düşünüldü. Oysa, 1929?da bir deprem oldu fakat 2008 krizi bir tsunamiydi ve insanlar bunun yeni yeni farkına varmaya başladı ve bunu atlatmak çok kolay olmayacak. Dünya toparlanabilmek için çabalıyor fakat izahı mümkün olmayacak gelişmeler oluyor. Bunlardan bir tanesi de söylediğim gibi yakıt fiyatlarının yükselmesi. Geçen yıl Ocak?ta 250 dolara aldığımız yakıt, bu yıl Ocak?ta 450 dolara çıktı şimdi 750 dolar. Yakıt fiyatı neden yükseliyor, anlam veremiyoruz.  1980 yılında bir panamax geminin yıllık yakıt gideri 2 milyon dolar, ana para geri ödemesi ise 2 milyon dolardı. Bugün 40 milyon dolara 20 yıl vadeli bir panamax gemi aldığınızda her yıl ana para olarak 2 milyon dolar ödeyeceksiniz. Yıllık ödeyeceğiniz yakıt gideri ise 5.5 milyon dolar. Şu anda bize teklif edilen navlunlar, sadece yakıt ve liman masraflarını karşılıyor. İşletme maliyetini ise cepten ödemek gerekiyor.

Peki küçük tonaj piyasası ve koster filosunu yenileme projesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

Aynı sıkıntılar küçük tonaj armatörleri için de geçerli. Geçen ay bir gemimiz Letonya?dan İskenderun?a hurda getirdi ve aldığımız navlun sadece liman masrafları ve yakıtı karşılıyordu. Koster filosunun yenilenmesi için yapılan çalışmaları anlamış değilim. Biz Türk bayraklı kosterlere sahibiz diye, Türk kiracı bize bir dolar fazla mı verecek? Aksine bir dolar eksik verecek. Bana göre bu proje popülistlik ve şovenistlikten ileri gitmez.

Ekonomik kriz bitti denizcilik krizi yeni başladı diyorlar,  bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Ekonomi ve deniz taşımacılığı daima paralel giden iki olgudur.  Bunu kim iddia ediyor ise denizciliğin değil beş bin son 50 yıllık tarihini bile incelememiştir diye düşünüyorum. Söylediğim gibi dünya ekonomisinde bir tsunami yaşanıyor ve denizcilik piyasalarının da bundan etkilenmesi oldukça doğal.

Üç yıllık kriz süreci geride kaldı. Bu süreçte sizce kazanan oldu mu ve Türk armatörlük firmaları bu süreci nasıl geçirdi?

Bugün,  dünya armatörleri iki sınıfa ayrılıyorlar, ?Banka borcu olanlar ve olmayanlar.?  Olmayanlar mutlu azınlık ve dünya armatörlerinin % 10?unu geçtiğini sanmıyorum. Banka borcu olanlar ise son 3 yılda ya borçlarını erteleyerek ya da yeniden yapılandırarak bu günlere geldiler. Burada en büyük sıkıntı 2008 krizi öncesi  alınan gemilerin borçlarının geri ödemesi.  Düşünebiliyor musunuz, 80 milyon dolara aldığınız bir geminin fiyatı 20 milyon dolara düşmüş, ambarlarında altın taşısanız yine de bu borcun altından kalkamazsınız. Borç ertelemesi, filodaki diğer borçsuz gemilerin kazançları ile sistemin desteklenmesi, mevcut varlıkların paraya çevrilmesi, çok mecbur kalınır ise gemi ya da gemilerin satılması bu süreçte borçlu armatörlerin sistemin devamı için başvurdukları yöntemler. Herkes navlunların yükselmesini bekliyor ama kısa dönemde bu mümkün değil. Bugünkü markette sadece nakit parayla gemi almış armatörler para kazanıyorlar. Bir gerçek var ki; sanki bir güç 2003 / 2008 yılları arasında verdiklerini geri topluyor.  O dönemde para kazanan armatörlerin hepsi kazandıkları paraları kaybetmeye başladı.

Piyasaya giren yeni oyuncuların yatırımlarını nasıl  değerlendiriyor sunuz?  Bu yeni oyuncular Türkiye? de bağımsız gemi işletmeciliği ve operatörlüğünü geliştirir mi?

Piyasaya giren yeni oyuncuların ülkemizde gemi işletmeciliğinin büyümesi için bir fırsat olacağına inananlardan değilim. Çünkü her kurulan yeni şirket, basından takip edebildiğim kadar, kendi işletmesini kuruyor, sistemin başına da eşe dosta sorarak bu  piyasadan deneyimli bir denizciyi getiriyor hatta bu ülkede çok değerli ve deneyimli işletmeciler varken yurtdışından işletmeci getirenler bile var. Denizciliğe yeni giren oyuncuların büyük gemi yatırımlarını ise ?Türkiye zenginleşmiş? olarak değerlendiriyorum. Eskiden 6.000 dwt?lik gemi alan armatörleri gazeteler birinci sayfadan verirlerdi, şimdi yatırımcılar aynı anda 5-6 supramax tipi gemi siparişi verebiliyorlar. Bu yatırımlar aslında, denizcilikten uzak kalan Türklerin, bir Yunan armatör kadar cesur ve istekli olduğunu gösteriyor. Armatörlük babadan oğula devreden uzun bir yol. Bu yatırımcılar bunu gerçek meslek olarak kabul edip sonraki nesile devredebilirs o zaman Türk denizciliği 30 sene sonra ciddi bir yere gelir. Fakat bu gemiler spekülasyon amaçlı alındıysa Türk denizciliğine çok birşey kazandırmaz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER