© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi

Rusya'da fazla zarar yaşanmadan normalleşmeli

Black Sea Shipowners Club başkanı Kaptan Mustafa can, arzumuz iki ülkenin armatörleri ve tacirleri açısından daha fazla zarar yaşanmadan normalleşme sürecine geçilmesi.

Ulaştıma Denizcilik ve Haberleşme bakanlığının Rusya'daki Gami Adamı Cüzdan sorununu çözmek için yazdığı yazıya rağmen Rusya liman otoriteleri Türk gemi adamlarına, cüzdan cezası yazmaya devam ediyor. Sebeb olarak da yazının ellerine geçmediğini gösteriyorlar. Politik olduğu belli olan bu cez uygulamasının devam ediyor olması armatörleri de zorluyor.
Karadeniz Armatörler Kulübü (Black Sea Shipowners Club) başkanı kaptan Mustafa can, denizcilik sektörünün içinde bulunduğu kriz ortamı düşünüldüğünde, bir başka krize daha yer olmadığı çok açık. Bu sebeple ortak arzumuz iki ülkenin armatörleri ve tacirleri açısından daha fazla zarar yaşanmadan normalleşme sürecine geçilmesi.dedikten sonra şu açıklamayı yaptı; 24 Kasım 2015 saat 09:24’te hava devriye görevinde bulunan F-16 uçaklarımız, beş dakika içerisinde 10 kez ikaz edilmesine rağmen Türk hava sahasını ihlale devam eden Su-24 tipi Rus uçaklarını angajman kuralları çerçevesinde düşürdü. Daha öncesinde Türkmen bölgesine yapılan bombardımanların ardından ülkemiz Rusya’ya nota vererek sınır güvenliğimize yönelik fiili ihlallerin sona erdirilmesi uyarısında bulunmuştu. Ancak iyi niyet çerçevesinde yapılan tüm uyarılara rağmen hava ihlalleri devam etti ve Türkiye Devleti bir anlamda egemenlik haklarının gereğini ifa etmeye mecbur bırakılmış oldu.

Bu istenmeyen ve ancak kaçınılamayan durumun, her iki ülke açısından olumsuz sonuçlar doğurduğu ve doğuracağı kuşkusuzdur. Bu sonuçlardan doğaldır ki her iki ülkenin denizcilik sektörü de nasibini alacaktır. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta bu olumsuzlukların boyutunun ne olduğu ve Rusya tarafından yapılan açıklamaların ve alınan kararların ne ölçüde uygulamaya sokulacağıdır.

Öncelikle hükümetimizin olayın başından beri duruşu ve tavrı nettir. Cumhurbaşkanımız ile başlayarak yönetimin her katından hasmane açıklamalar yerine, köklü bir devlet geleneğinin izlerini taşıyan ağırbaşlı ve yapıcı bir yaklaşım sergilendi. Yine olayın yaşandığı andan bu güne kadar, Rus uçaklarının düşürülmesinin agresif nitelikli bir eylem değil egemenlik haklarımıza yönelik bir koruma amacı taşıdığı haklı olarak dile getirildi. Bu anlamda devlet olarak kriz yönetimi açısından üzerimize düşeni layıkıyla yaptığımızı düşünüyorum.

Bunun karşısında Rus hükümetinden gelen açıklamaların ülke içi dengeler gözetilerek yapılmış rövanşist açıklamalar olduğunu üzülerek görüyoruz. Bu minvalde ilki 28 Kasım 2015’te olmak üzere, Rus devlet başkanı Vladimir Putin tarafından bir dizi yaptırımlar açıklandı ve 1 Ocak’tan itibaren bu yaptırımlar yürürlüğe konuldu.

Geçen yıl Türkiye’nin 157,6 milyar dolar tutarındaki toplam ihracatının 5,9 milyar dolarlık kısmı Rusya’ya yapıldı. Yıllık 1 milyar dolara yaklaşan hacmiyle Türk gıda ihracatçılarının en önemli kalemi oluşturuyor. Ülkemizdeki turistlerin %12’si Rusya’dan geliyor ve bu da yıllık 4 milyon Rus turiste tekabül etmekte. Ancak burada zararı tek taraflı olarak görmemek gerekir. Rusya’nın yürürlüğe koyduğu yaptırımlar, özellikle Ukrayna krizinden dolayı batı ambargosunda olan ülkeyi daha da zor bir duruma sokmuştur. Türk inşaat sektörü Rusya’da 2000’in üzerinde proje yapmaktadır ve bu projelerin değeri 60 milyar doları bulmaktadır. Bu açıdan Rusya’nın Türk yatırımcılarını kaybetme gibi bir lüksü yok.

Makroekonomik açıdan bakıldığında, Türkiye’nin yurt içi gayri safi hasılasında Rusya’nın kapladığı alan görece küçük kalıyor. Bu nedenle mevcut durumun ekonomimize etkisi kısıtlı kalacak. Ancak bireysel bazda baktığımızda ihracatçılarımızın yaşadığı sorunlar önemli derecelerde. Bu açıdan da sektörün devlet tarafından desteklenmesi gerekiyor. Bu yönde de adımların atıldığını görüyoruz.

Her iki tarafın ihracatçıları da olumsuzlukların kısa vadeli olacağını öngörüyor, orta ve uzun vadede eski hale geri dönüşü bekliyorlar. Türk ihracatçıları bu dönemde Irak ve Avrupa Birliği gibi alternatif pazarlara yönelerek zararları azaltma amacındalar. Ayrıca ihracat mallarını Azerbaycan ve Kırgızistan üzerinden Rusya’ya sokmanın da yolları aranıyor.

Diğer taraftan Rusya ise iç pazarda özellikle gıda fiyatlarındaki yükselişi bastırmak için başka ithalat kanalları arıyor. Rusya’nın meyve sebze ithalatının yüzde 20’si Türkiye’den gerçekleşiyor ve bu nedenle yaptırımlar sadece bizim ihracatçılarımızı değil, Rusya’daki tüketici kitlelerini de olumsuz etkiliyor.

Bu açıdan hali hazırda rublenin yaşadığı değer kaybı ve yüksek enflasyon, Rusya’yı yaptırımların hafifletilmesi yönünde baskılayacaktır. İki ülkenin ticari bağları son derece kuvvetli ve böylesi bir gerginlik ortamı her iki taraf açısından da atlatılması gereken bir dönem niteliğinde. Zaten iki ülkenin arasındaki ticaretin hacmi düşünüldüğünde mevcut durum her iki taraf açısından da sürdürülebilir değil.

Denizcilik sektörüne ilişkin olarak limanlardaki ilk olarak gemi tutuklamaları söz konusu oldu. Rusya’da 8 Türk gemisinin tutuklanmasının ardından Türkiye’nin 27 Rus gemisini tutukladı. Burada Aralık ayına ilişkin resmi listelerle, önceki listeleri karşılaştırdığımızda gerçekten de karşılıklı bir liman denetimi savaşı verildiği ortaya çıkmakta. İki devlet de Aralık ayında yalnızca birbirlerinin gemilerini tutuklamış görünüyorlar. Tabii ki burada olan iki tarafın armatörüne oluyor ve Rus armatörler bu açıdan tüm bu tutuklamalar silsilesini başlatan Novorossiysk’te 5 Türk gemisinin tutuklanması olayını son derece olumsuz değerlendiriyorlar. Bir an önce bu gerginliğin sona ermesini ve ticaretin eski seyrinde devam etmesi arzusundalar.

Geçtiğimiz yıl Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin armatörlerini bir çatı altında toplama amacıyla merkezi İstanbul olan Karadeniz Armatörler Kulübü’nü (Black Sea Shipowners Club) kurduk. 150 parça gemiye sahip bir filoyu kontrol eden bu kulüp aynı zamanda bölgedeki gelişmelere yönelik olarak armatörlerin birlik içinde hareket etmesini hedefliyor. Kulüp çatısı altında yapmış olduğumuz fikir teatilerinde de mevcut sorunların geniş çaplı bir krize dönüşmeden çözülmesi adına atılabilecek tüm adımları atıyoruz.

Hali hazırda denizcilik sektörünün içinde bulunduğu kriz ortamı düşünüldüğünde, bir başka krize daha yer olmadığı çok açık. Bu sebeple ortak arzumuz iki ülkenin armatörleri ve tacirleri açısından daha fazla zarar yaşanmadan normalleşme sürecine geçilmesi.

Halen Rus limanlarında olan Türk denizciler Türk konsoloslarının kendilerine yardımcı olmasını istediler
İşte bakanlığın yazdığı yazı;

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER