© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi

Radyasyon Kontrolünde Büyük İhmal!

İstanbul Denizcilik ve Survey Hizmetleri Genel Müdürü ve Akredite Gözetim Firmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Hüseyin Kale ile Türkiye limanlarında radyasyon kontrolünü konuştuk.

İstanbul Denizcilik ve Survey Hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?

İstanbul Denizcilik, 2004 yılında Türkiye Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edildi. İlk akredite olan firmadır.

Radyasyon ölçümü yetkisi kimlere veriliyor?

Eski Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın tebliğine göre; hem Atom Enerjisi Kurumu'ndan (TAEK) uygunluk belgesi olan, hem de Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) ya da muadili bir akreditasyon kurumu tarafından akredite olan gözetim firmaları bu ölçümü yapabiliyor. Bu iki şartı yerine getirmeleri yeterli... Radyasyon kontrolü yapan personel ise; Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi?nde radyasyondan korunma ile ilgili kursa gidiyor ve sertifika alıyor. O sertifika ile birlikte bu ölçümü gerçekleştiriyor. Ayrıca akreditasyon gereği firmanın kendi içinde eğitim verdiği personel de ölçüm yapabiliyordu. Atom Enerjisi Kurumu'ndan son gelen talimat ile bu karar kalktı.

Türkiye?de demir-çelik giren limanlara radyasyon panellerini siz kurdurttunuz...

1999 yılından itibaren Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun kapısını zorlamaya başladım. ?Türkiye ihtiyacının neredeyse yarıya yakın hurdasını Rusya ve Rusya'dan dağılan ülkelerden alıyor. O ülkelerden de parayı vererek istenilen her şeyi almak mümkün... Hiçbir kontrol yok... Gelen hurdalar içinde radyasyon bulaşığı bulunabilir. Bu sebeple Atom Enerji Kurumu kapısından ayrılmıyordum. En sonunda ?Deli geldi? diyorlardı benim için... Bu çabalarım sonucunda 2002 yılında demir-çelik hurdası giren tüm limanlara radyasyon paneli kurdurttum. Tebliğ olarak yayınlandı ve zorunlu hale getirildi. 

Limanlarda radyasyon kontrolünün gerektiği gibi yapılması için bu çözüm oldu mu?

?Bu bir çözüm olabilir? diye düşünmüştüm ama çözüm olmadığını ilerleyen yıllarda gördüm. Çünkü kurulan radyasyon paneli, limanın sorumluluğuna bırakıldığı andan itibaren yeni sorunlar kendini gösterdi. Panel kontrolde alarm verse de o parçayı ya denize atıyorlardı, ya tekrar gemiye gönderiyorlardı. O gemi giderken denize atıyordu. Bunları çok yaşadık. Hatta Ulaştırma Bakanı'nın danışmanı ile gayri resmi limanları dolaştık. Birçoğu paneli kapatmış, birçoğu seviyeyi indirmiş. Yani diyelim ki doğal radyasyon seviyesi 10 ise, çok çalıyor diye alarm seviyesini 20'ye çıkartmışlar. 20'nin altındakiler çalmasın diye...

4 bin radyasyon bulaşığı ve 17 kaynak...

Anlaşmalı olduğumuz özel bir limanın 2004 yılından beri kontrolünü yapıyoruz. 2004 yılından bu yana yılda limana giren 1 milyon ton hurda var. 8 yılda yaklaşık 8 milyon ton hurdaya radyasyon kontrolü yaptık. Kontrol sonucunda 4 bin küsur radyasyon bulaşığı ve 17 tane de kaynak tespit ettik. Türkiye'ye yılda giriş yapan hurda miktarı 20 milyon ile 25 milyon ton arasındadır. Bizim haricimizde Çekmece Nükleer Araştırma?ya teslim edilen radyasyon bulaşığı hurdalar zannediyorum; 3 firmaya ait ve 3-4 konteyner dolusudur. Bu ne demektir? Oradan çıkacak radyasyon en fazla 200 adettir. Peki bunlar diğer limanlarda çıkmıyor mu? Bir kayıt yok! Olay çok vahim...

?Haydarpaşa Limanı'ndan nasıl geçtiği meçhul!?

Bir kontrol esnasında yaşadığım şu olayı paylaşmak isterim; Subaru Yedek Parçaları firmasına parça gelmiş ve Haydarpaşa?dan girmiş. Subaru yetkili temsilcisi; ?Haydarpaşa güvenlik panelinden geçti ama biz yine de güvenemedik, siz gelip tekrar kontrol edebilir misiniz?? dedi. Kontrolü yaptık ve konteynerın dışında yüksek dozda radyasyona rastladık. Bunun Haydarpaşa Limanı?ndan geçerken ortalığı ayağa kaldırması gerekirdi. Konteyner içindeki malzemeleri kontrol ettiğimizde ise radyasyona rastlamadık. Radyasyon bir şekilde konteynerın dışına bulaşmıştı. Ama onun Haydarpaşa Limanı'ndan nasıl geçtiği meçhul!

Bu sorunla alakalı olarak çözüm öneriniz nedir?

Birincisi, limanlardaki radyasyon panellerinin sorumluluğunu gözetim firmalarına verilmesi gerekir. Ya da yurtdışı yüklemelerinde yine Türkiye'den TÜRKAK muadili bir kurumdan da akredite olan firmalara... Ayrıca Atom Enerjisi Kurumu'ndan da uygunluk belgesi olan gözetim firmalarının yükleme esnasında radyasyon kontrolünü yapıp, ?radyasyon yoktur? sertifikası vermesi durumunda da ayrı bir çözüm olur.

Gözetim firmalarının hizmetleri karşılığında aldıkları ücretler hangi kriterlere göre belirleniyor?

Genelde piyasa şartları oluşturuyor. Derneği kurmaktaki amaçlarımızdan biri de o; minimum ve maksimum belirleyerek bir tarife oluşturmak.

Gözetim firmasına verilen paralar fazladan verilen paralarmış gibi geliyor insanlara... Bir de ne kadar düşük ücrete yaptırırlarsa işi o kadar kâr ettiklerini zannediyorlar. Gözetim çok ilginç bir alan, para kazanması da zor... Tüccarımız hâlâ bakkal zihniyeti ile tüccarlık yapıyor.

Gözetim işine genel olarak talep nasıl?

....

Devamını "Deniz Ticaret Dergisi" Ekim sayısında okuyabilirsiniz. 

Filiz YÜKSEL / Deniz Ticaret Gazetesi

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER