© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi

Kabotaj için ne dediler?

Kobotaj'ın 92 yılında mesaj yayınlayan denizcilik sivil toplum kuruluşu başkanları şunları söyledi

Türk Armatörler Birliği
Osmanlı Devletinin son dönemlerinde kapitülasyonların da yarattığı etki ile deniz ticareti neredeyse tamamıyla
yabancıların eline geçmiş ve bir ülkenin can damarı olan deniz taşımacılığı üzerindeki devlet kontrolü tamamen ortadan kalkmış idi. İşte Ulu Önder Atatürk’ün Samsun’dan başlattığı kurtuluş mücadelesinin devamı niteliğinde olan ekonomik manadaki bağımsızlığımızın en önemli basamağı, kısaca “Kabotaj Kanunu” olarak da bilinen kanunun yüce meclisimizde kabul edilmesi olmuştur.

19 Nisan 1926 tarihinde kabul edilen ve 1 Temmuz 1926 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye ve Limanlarla Karasuları Dâhilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkındaki Kanun” ile   akarsularda, göllerde, Marmara Denizi ile boğazlarda, bütün karasularımızda ve karasuları içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi.

Lozan Barış Anlaşması öncesinde deniz ticaretinin sivil toplum kuruluşu faaliyetleri bile yabancıların elinde idi. Bu çerçevede hudutsuz serbesti sayesinde deniz taşımacılığında isim yapmış, düzenli sefer yapan filo sahibi armatörlerin Galata’da bulunan acentelerinden 28’i bir araya gelerek 11 maddelik bir tüzük hazırlamış ve 6 Kasım 1902 tarihinde “Chambre Maritime des Compagnies de Navigation Etrangeres Constantinople”yi kurmuşlardır. Türkçe adıyla bu tüzük; “Ecnebi Seyr-i Sefain Kumpanyaları Dersaadet Bahriye Odası Nizamna¬mesi” dir.  İşte Kabotaj Kanunu sadece deniz ticaretinin serbestliğini sağlamamış, aynı zamanda kuruluşlarını da değiştirmiş ve Türk Armatörler Birliği de bu kanun ile var olmuştur.

Bizler de bu kanun ile almış olduğumuz görevi layıkıyla yerine getirme gayreti içerisindeyiz. Bu gayeden hareketle hem devletimizin hem de armatörlerimizin gayretleri ile bugün deniz ticaret filomuz kapasite olarak dünyada 15. sırada bulunmaktadır. Ve bundan sonra da atalarımızdan aldığımız bu bayrağı en üst noktaya taşımak gayreti içinde olacağız. Deniz ticaret filomuzu gelecek dönemlerde daha da genişletip ülkemizin refahına katkı sağlayacağız.

Denizlerimizin sağladığı ekonomik katkı bununla da sınırlı kalmayıp birçok yeraltı kaynakları, deniz canlıları ve çevre dengesi ile de günlük hayatımıza çok önemli katkılar sunmaktadır.

Tüm bunlardan hareketle bizler de denizlerimizi sadece deniz ticareti manasında değil, aynı zamanda gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünyada temiz denizler bırakma bilinciyle de hareket ediyoruz. Bu bilinç ile hem uluslararası arenada hem de ülkemiz genelinde temiz deniz için katkıda bulunuyoruz.

Denizlerimiz ve denizciliğimiz geleceğimizdir diyerek Türk denizcisinin, gönlünü denizlere vermiş denizseverlerin ve ülkemizin 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramını kutlar, denizciliğimizi Türk’ün Büyük Milli Ülküsü olarak görmemizi sağlayan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anarız.

Salih Zeki Çakır
Türkiye karasuları ve limanları arasında deniz taşımacılığı ile ticaret imtiyazlarını  yabancıların kontrolünden çıkararak, bu hakları yalnızca Türk gemi ve vatandaşlarına tanıyan Kabotaj Kanunu`nun kabul edilişinin 92’incı yılını kutluyoruz.

1926 yılında çıkarılan Kabotaj Kanunu ile birlikte ülkemiz topraklarının kurtuluşunun  ardından, karasularımızda da  egemenlik ve bağımsızlığımızı ilan etmiş olduk. 

Denizcilik sektörü, bu kanun ile birlikte güçlenerek, ülkemizin ekonomik alandaki kalkınmasına çok önemli katkılarda bulunmuş ve uluslararası platformlarda değerli atılımlar gerçekleştirmiştir.

Denizciliğe gereken önemi ve önceliği vermek, deniz kaynaklarından en verimli şekilde yararlanabilmek, bu alandaki rekabet gücümüzün ve etkinliğimizin artırılması bakımından da büyük önem taşımaktadır.

Bu anlayışla Denizciliğimizin “Milli Ülkü” haline getirilmesi en önemli vazifemizdir.

Bütün gayretlerimiz ülkemizin bu sektörde hakkettiği yere gelmesi ve rekabet gücünün arttırılarak, Denizciliğimizin ekonomiye olan katma değerini arttırabilmektir.

Bu hedefler  doğrultusunda Denizlerimiz  üzerinde ve altındaki hak ve menfaatlerimizi koruyup ülkemizin çıkarları  doğrultusunda insanımıza daha çok fayda sağlamanın  yollarını bilim ve teknoloji  rehberliğinde bulmak için, daha çok çalışıp  bugünlere gelmemizde  emeği olanlara da  layık olmaya çalışacağız.

Bunun için de  birlikte çalışmaya, paylaşmaya ve üretmeye devam edeceğiz.

Bu inançla, Denizcilik ve Kabotaj Bayramımızı  kutluyor, bu sektöre emeği geçenlere saygı ve  şükranlarımızı sunarken,  deniz şehitlerimizi de rahmet  ve saygıyla anıyorum.                    

KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kocabaş
Sahip olduğu denizlerle adeta mavi bir vatan olan ülkemiz, 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile kendi
karasularında hakimiyetini ve bağımsızlığını sağlayarak Türk denizciliği adına büyük mesafe kat etmiştir. O dönemde hem maddi hem de manevi olarak sıkıntılarla mücadele eden milletimiz ‘Kabotaj Hakkı’na tutunarak adeta büyük bir diriliş örneği göstermiştir. Ülke kıyılarında kamu ve özel teşebbüs gemilerinin kazanım sağlamasıyla Türk limanları, gemileri, tersaneleri ve dahası ülke ekonomisi özgürlüğüne kavuşmuştur.
   
 Dünden bugüne kabotaj taşımacılığındaki dikkate değer potansiyel göze önüne alındığında Türk denizciliğinde kalitenin artırılması, Araştırma-Geliştirme faaliyetleri ve kamu-özel sektör uyumu milli denizciliğimize katkıda bulunma adına önemlilik arz etmektedir. Can, mal ve çevre emniyetine büyük özen gösterilerek sadece yük taşımacılığında değil insan ve araç taşımacılığında da daha aktif olma açısından bilimsel projeler üretilmesi sektörümüz için hayati önem taşımaktadır. 
     
Türkiye’nin, jeopolitik ve Jeostratejik konumu, boğazları, tersaneleri ve yenilenecek koster filosuyla denizcilik sektöründen azami verimi alacağı inancıyla Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nı kutluyor ve sektörümüzün değerli paydaşlarına saygılarımı sunuyorum.

Murat Kıran
1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte, Ulusumuzun dünya denizlerine açılma yolunda attığı sağlam adımlardan biri ve Türk ticaret denizciliğinin başlangıcı olan Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 92’nci yıldönümünü kutluyoruz.

Bir ülkenin kendi limanları arasındaki yolcu ve yük taşımacılığını, bir diğer deyişle deniz ulaşımını kapsayan“sahil ticareti” anlamına gelen kabotaj, kapitülasyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanınan bir ayrıcalık idi. Asırlardır süregelen tarihsel bir geçmişi olan Türk denizciliği, ekonomideki vazgeçilmez yerini, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 19 Nisan 1926 tarihinde kabul edilerek 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren, 815 sayılı Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dâhilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkında Kanun ile yasallaştırılmış ve 8.333 km’lik kıyı uzunluğumuzda geçerli olan bu imtiyaz, Türkiye Cumhuriyeti bayrağını taşıyan gemilere ve Türk vatandaşlarına geçmiştir.

Kabotaj hakkı, Türkiye Cumhuriyeti’nin elde ettiği uluslararası başarılar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu hak sayesinde ulusumuz, ülkemizdeki deniz ticareti faaliyetlerini yürütmeye başlamış, bugünkü deniz ticaret filomuzun ve sonrasında dünya denizlerine açılmamızın temelleri atılmıştır.

Bu duygularla, Ulusumuzun, Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 92’inci yılını en içten dileklerimle kutluyorum.

Cengiz Kaptanoğlu
Denizcilik Bayramımızı Kutlarken
Her yıl 1 Temmuz’da içimizi sevinç kaplar.
Türk denizcileri olarak bayramımızı kutlarız.
İsteriz ki Türkiye bir deniz ülkesi olsun, Türk milleti de denizci bir millet.
Böylece bayramımız tüm ülkenin coşkuyla kutladığı bir büyük şölen olsun.
Aslında bu yolda az mesafe de alınmadı.
Büyük önder Atatürk’ün emriyle  1 Temmuz 1926 tarihinde çıkartılan Kabotaj kanunu ile kendi karasularımızda deniz ticareti TC vatandaşı olmayan yabancılar tarafından yapılıyordu. Bu günden itibaren Türk vatandaşı olan işadamları ve Türk bayraklı gemilerle deniz ticareti yapılmaya başlamıştır ve Böylece Türk Denizciliğinin önündeki en büyük engel kaldırılmıştır.

Türkiye Cumhuriyetinin gelmiş geçmiş tüm hükümetleri ve özellikle 60’lı yıllardan sonraki hükümetler denizciliğe günün imkanları içerisinde önem vererek denizciliğimizin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.

Ancak, özellikle son yıllardaki, koster filosunun yenilmesi, limancılığın geliştirilmesi, tersane sayılarının artırılması ve alanlarının tahsis sürelerinin 49 yıla çıkartılması gibi etkin denizcilik politikalarıyla, denizciliğimizi olması gereken yere taşımada epey mesafe aldığımızı da biliyoruz.

Burada denizci bir babanın oğlu olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la bizzat denizci olan Başbakanımız Binali Yıldırım’ın en büyük şansımız olduğunu unutmamalıyız.

Elbette daha yapılacak çok işimiz vardır.

Ancak bu yıl bayramımızı kutlarken, içimin anlatılmaz bir sevinç ve umutla dolu olduğunu itiraf etmeliyim.

Türkiye Cumhuriyeti aziz milletimizin hür iradesi ile yeni ve parlak bir döneme girmiştir.

Devletimizin yeniden yapılanmasında denizcilik sektörümüzün öncelikli bir sektör olarak teşvik sistemimizin içerisindeki özgün yerini muhafaza edeceğine inanıyoruz.

Yine bu yeni dönemde, Deniz Ticaret Odamızın, devletimizin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için yeniden yapılanmasında, sektörümüzün en iyi bir biçimde yer bulması anlamında elinden geleni yapacağından eminim.

Deniz Ticareti, filosuyla, gemi inşası ile deniz turizmi, marinacılığı, yat turizmi, günübirlik turizm, deniz sporları, limancılık, kafes ve açık deniz balıkçılığı gibi katma değeri, döviz girişi ve istihdamı yüksek çalışma alanlarımızla ülkemizin dün olduğu gibi, bugününe ve yarınına olan katkılarımızın katlanarak artacağını hep birlikte göreceğiz.

Bir bayram gününün sevinci ve mutluluğu içerisinde, her günden daha yüksek sesle içimiz umut dolu olarak “Vira Bismillah” diyoruz.

Saygılarımızla,

Cem Melikoğlu
Bugün kabul edilişinin 92. Yıldönümünü kutladığımız Kabotaj Yasası ile amaçlanan Türk denizciliğinin gelişmesidir.
Güzel ülkemizin 8000 kilometreyi aşkın sahil şeridinin bullunması ve üç yanının denizlerle çevrili olması açısından, en ucuz ve en çevre dostu taşımacılık türü olan deniz taşımacılığını geliştirmek için her türlü avantaja sahiptir. 
1 Temmuz 1926’da kabul edilen Kabotaj Kanunu ile kendi denizlerimizde kendi ellerimizle bir zamanlar kaybetmiş olduğumuz haklarımızı uzun ve zorlu mücadelerden sonra tekrar kazandık. Bu Kanun ile  “Türkiye Limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk Vatandaşları ve Türk Bayrağı taşıyan gemilerce yapılır” hükmü getirildi ve bu sayede Osmanlı Devleti zamanında yabancıların elinde olan bu faaliyetlerin bundan böyle sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarınca yapılabilmesi sağlandı. 
Türkiye karasularının genişliği, adalar konusu vb. gibi Ege sorunları nedenleri ile Kabotaj hakkı günümüzde her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Gençlerimiz kabotaj haklarının ne kadar önemli olduğunu bugün kavramakta belki zorlanabilirler. Büyük emeklerle, kanla, canla bedelleri ödenen bu hakların korunması da çok önemlidir. Kendi karasularınızın kullanımı için başkalarından izin almak, kullanabilmek için başka ülkelerce, yabancılara ödemeler yapılmasıdır kabotajınızın olmaması. Eğer kabotaj haklarınıza sahip çıkamazsanız, kendi evinizde kiracı durumuna gelirsiniz.
Kabotaj Kanunu ile kazandığımız bu önemli avantaj, her fırsatta, her şekilde denizcilik sektörümüzün tüm  alanlarında kullanılmalıdır. Şüphesiz hem yük hem yolcu taşımacılığında denizyollarını kullanmada şu andakinden çok daha iyi, çok daha verimli hareket edebiliriz. 
 “Denizcilik ve Kabotaj Bayramı” olarak kutladığımız bu önemli günde doğru denizcilik stratejileriyle, iyi planlanmış kısa ve uzun vadeli ama ayağı yere basan denizcilik politikalarıyla kabotaj taşımacılığını canlandırmanın yollarını hep birlikte aramalıyız.
Bir dalgadan bir damla çıkarmak kolaydır ancak biz hepbirlikte birlik olarak bir damladan bir deniz çıkarmalıyız.
Yüreği denizden geçen tüm vatandaşlarımızın ve tüm denizcilerin 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramını gönülden kutlarım.

 
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER