Dünyanın Geleceği: Arktik
GÜNDEMEski Yunan’ın en önemli kâşiflerinden Pytheas’ın gördüğü kutup ayılarından esinlenerek Arctos yani “Ayı” adını verdiği Arktik, dünyanın kaderini de belirleyecek.
Eski Yunan’ın en önemli kâşiflerinden Pytheas’ın gördüğü kutup ayılarından esinlenerek Arctos yani “Ayı” adını verdiği Arktik, dünyanın kaderini de belirleyecek. Yüzyıllardır insanoğlunun ilgisiyle karşılaşan Arktik, asıl önemini ise 20’nci yüzyılda kazandı. Artık dünyanın sadece iklim geleceği değil, enerji ve gıda gibi sektörlerinin de raporlarında bu bölge daha fazla yer almaya başladı. 8 ülkenin topraklarını kapsayan işte bu bölge, kendi konseyine sahip. Enerji devleri peş peşe projelerini hazırlarken, ulaşım için de yeni yeni açılımlar söz konusu. Tüm bunlardan önce kısa da olsa biraz Arktik’in coğrafi özelliklerinden bahsetmekte fayda var.
Yaklaşık 27 milyon kilometrekarelik bir alana sahip olan Kuzey Kutup Bölgesi (Arktik), Türkiye’nin 34 katı büyüklüğünde. İklim ve yerel özellikleri ile dünyamızın diğer kutup bölgesi olan Antarktika’ya benzeyen Arktik bölge içinde yer alan Okyanusa kıyısı olan 5 devlet bulunuyor. (Biz eskiden bu okyanusa Kuzey Buz Denizi diyorduk.) Bu devletlerin bölgeye bakışları da farklılık gösteriyor. Rusya, ABD (Alaska), Kanada, Norveç ve Danimarka (Grönland) okyanusa kıyıdaş devletler. Okyanusa kıyısı olmasa da Arktik bölgesi içinde yer alan diğer devletler ise Finlandiya, İsveç ve İzlanda. Bu devletler enerji, savunma, deniz taşımacılığı gibi alanlarda bölgede güç sahibi olma peşinde. 1996 yılında bu ülkelerin katılımıyla kurulan Arktik Konseyi daha sonra bölge içinde yer almayan fakat bölgeyle yakından ilgilenen devletleri de gözlemci statüsünde içine kabul ederek genişledi. Çin, Güney Kore, Singapur, Hindistan, Almanya, Hollanda, Japonya, Polonya, İsviçre, İspanya, İtalya, Fransa ve İngiltere konseyin gözlemci üyeleri. Ayrıca 6 uluslararası birlik ve örgüt ise yerel halklar, iklim ve çevre konularında konseyi yakından takip ediyor. Geniş bir katılıma sahip bu konsey, geniş bir fikir ayrılığına da sahip. Bunlar arasında ise enerji ilk sırada geliyor.
ENERJİ: Petrochina, Eni, Total, Shell, Statoil, Gazprom, Rosneft gibi dünyaca ünlü enerji devleri bu bölgede araştırma yapan küresel oyuncular. ABD Enerji Bakanlığı Bilgi Dairesi raporlarına göre dünya enerji rezervinin önemli kısmı bu bölgede. Petrolde oran yüzde 13’ten fazla. Doğalgazda ise bu oran yüzde 30. Bu oran her keşif çalışmasında giderek artıyor. Bundan 10 yıl önce yapılan çalışmada 90 milyar varillik bir petrol rezervi var. Doğalgazda ise oran 47 trilyon metreküp. 2013’te ise petrol rezervi 1.7 trilyon varil olarak yenilendi. Doğalgazda ise bu rakam 187 trilyon metreküpe çıktı. Her yıl zenginliğin artışına en güzel örnek. Fosil kaynakların tüketim hızını düşündüğümüzde bu bölgenin önemi daha da fazla olacak.
TAŞIMACILIK: Arktik bölgesinin küresel ısınmanın da bir sonucu olarak erişilebilir olmasının bir diğer sonucu da küresel deniz taşımacılığında yaratacağı değişim. Örneğin Avrupa’nın en büyük limanı Rotterdam ile Japonya’nın Yokohoma limanı arası mesafe güneyden, Süveyş Kanalı üzerinden 11.200 deniz mili iken, Kuzey Deniz Hattı tabir edilen Arktik rotası üzerinden sadece 6.500 deniz mili. Benzer bir tasarruf Amerika-Asya kıtaları arasındaki rotalarda da mevcut.
Kuzey Deniz Hattı'nı kullanan gemi sayısı her geçen yıl artıyor. Özellikle Çin mallarının Avrupa'ya sevkiyatında "devrim" yaratacak, lojistik dünyasını sarsacak adım atıldı: Rusya, Süveyş Kanalı üzerinden daha uzun süren gemilerinin yolculuklarını çok daha kısaltacak "Kuzey Deniz Yolu"nu cazip hale getirebilmek için elinden geleni yapıyor. Küresel ısınmanın etkisiyle Rusya toprakları ile Kuzey Kutbu arasındaki koridorun açılması, dünyada dengeleri tamamen değiştirmeye aday. Buzların erimesi nedeniyle günümüzde yılda dört ay kadar açık olan "Rusya güzergahı"nı kullanma süresinin önümüzdeki dönemde, hem küresel ısınma, hem de "nükleer buz kıranlarla" daha da artacağı tahmin ediliyor.
Konteyner taşımacılığında önemli bir "test" sevkiyatı 22 Ağustos 2018’de Rusya'nın en doğusundaki Vladivostok limanından başladı. Dünyanın en büyük deniz taşımacılığı şirketlerinden Danimarkalı "Maersk"in gemisi "Venta", Saint Petersburg limanına doğru yola çıktı ve 37 günde seferini tamamladı.
Batılı uzmanlar, "Küresel iklim değişikliği nedeniyle Rusya Kuzey Deniz Yolu'ndan kendi "Süveyş Kanalı"nı açarak ekonomik çıkar elde edebilecek duruma geliyor" değerlendirmesini yapıyor.
BALIKÇILIK: Yüksek besin değeri taşıyan başta somon olmak üzere pek çok balık türü Arktik Okyanusu’nda yer alıyor. Hem nadir türler olması hem de besin değeri açısından zengin soğuk su canlıları olmaları sebebiyle kıyıdaş ülkelerin yanında özellikle dondurulmuş gıda şirketlerinin teşviki ve doğrudan katılımıyla bölgeye ağır hasarlar veren balıkçılık yapılıyor. Kıyıdaş ülkeler hasarı önlemek için 2016’da balıkçılık konusunda yasaklar getiren bir anlaşmaya varsa da özellikle Rusya ve Norveç bu konuda sık sık karşı karşıya geliyor.
İLAÇ: Balıkçılığa benzer şekilde Arktik bölgesi mineraller açısında da zengin. Özellikle ilaç endüstrisinde hayati olan pek çok mineral buradan çıkarılıyor. Burada tıpkı enerji ve balıkçılıkta olduğu gibi kartel konumundaki ilaç firmalarının teşvikiyle mineraller çıkarılıyor.
ÇEVRE, DOĞA VE GELECEĞİMİZ
Son yüzyılda hızla değişen ve gelişen dünyamızda, endüstriyel faaliyetlerin çevreye etkileri küresel boyutlara ulaştı. Sanayileşmenin bir sonucu olarak tetiklenen küresel iklim değişikliği birçok sorunu beraberinde getirdi. Mevcut durumda küresel iklim değişikliğinin sonuçları Arktik’te dramatik şekilde gözlemleniyor. 2013 yılında Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), beşinci değerlendirme raporu, Arktik bölgesinin küresel ölçekteki değerlere göre dünya üzerindeki diğer bölgelere nispetle iki kat hızlı ısındığını belirtiyor.
Kutuplardaki buzla kaplı olan beyaz yüzey, okyanus suyundan çok daha fazla güneş ışığını uzaya yansıtıyor. Deniz buzu erimeye başladığında, kısır döngü olarak nitelendirilebilecek, kuvvetlenen bir döngü başlar. Daha fazla buz erir ve daha fazla karanlık su açığa çıkarır, su daha fazla güneş ışığını emer ve ısınan su ile birlikte daha fazla buz erir. Birkaç yıl içinde, bu geri besleme döngüsü küresel iklimi etkileyebilir.
Dünya genelinde insan faaliyetinden kaynaklı küresel iklim değişikliğini sınırlandırmak üzere fikir birliği mevcut. Bu kapsamda bu artışın 2 derecede tutulması hedefleniyor. Ancak sera gazı ve gaz emisyonunun azaltılması kapsamında yapılan girişimler günümüze kadar pek başarılı olmadı.
Bu durum, daha çok “sera gazı etkisi” olarak bilinen ve atmosferde oluşan karbondioksit örtüsünden kaynaklı olup, dünyaya gelen güneş ışınlarının yerkürede hapsolması ile sonuçlanıyor. Bir başka değerlendirmeye göre ise buzullar içerisinde hapsolan metan gazının, erime ile birlikte çözülerek atmosfere salınacak ve bu durumun ısınmayı hızlandırabilecek. Ayrıca Arktik’teki mevcut kaynakların çıkarılmasından kaynaklanacak salınımın küresel sera gazı etkisini de arttıracağı tahmin ediliyor.
IPCC’nin (Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli) yayınladığı rapora göre, aynı hızla atmosfere sera gazı salınımı devam ederse, 2100 yılına kadar sıcaklıklar 2–3,7 °C artabilir. Bu da küresel ölçekte çok daha sık ve şiddetli meteorolojik olaylar, kuraklık, birçok canlının neslinin tükenmesi anlamına geliyor maalesef….
Özetle çevre sorunlarını artıran bir bölge haline geldi Arktik.
Balıkçılıkla gıda, ilaç ile sağlığımızı bağladığımız bir bölge haline geldi Arktik.
Geleceğimiz Arktik… Ama paylaşamıyoruz...
İlginizi Çekebilir