© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi

DTO Eşgüdümünde İtibarsızlaştırma Gayreti

Muhalefete tahammul edemeyen yönetim doğu söyleyene parmak sallıyor. Bu dönem bitmezse yeni Oda'lar ortaya çıkarsa şaşmamak lazım

İMEAK deniz Ticaret odasında bütçe görüşmelerinde Salih Zeki Çakır'nın konuşmasına tepki gösteren Metin Kalkavan tepki gösterdi.. Salih Zeki Çakır'ın sorularına cevap vereceğine tepki veren Kalkavan, Bütçe konuşmasına girdiğiniz zaman bütçenin içinde kalmanız lazım. Bütçeyi konuşmanız, tartışmanız lazım; ama konuşma bütçe konuşması değil, bütçeyle başladı, konuşma farklı yere gitti" dedi.
Olağan meclis toplantısının hemen ardından, sektörün yandaş olarak nitelendirdiği bazı yayın sitelerinde Salih Zeki Çakır aleyhine adeta bir itibarsızlaştırma kampanyasının başlatılması da sektörde iyi karşılanmadı. 

Bu güne kadar ya batık, ya borçu firma sahiplerinin Deniz Ticaret Odası yönetiminde görev aldığını ifade eden pek çok denizci Saih Zeki Çakır'ı haklı bulurken, batık yada borcu boyunu geçmiş olanların Oda yönetiminden bir an önce ayrılması gerektiğini ifade ederek, oda yönetiminin ticaret kanununda da yazılı olduğu gibi basiretli tüccarlardan oluşması lazım geldiğini söylediler,

aşağıda Salih zeki çakır'ın yaptığı konuşma ile bazı yayın organlarında hakkında çıkan yazılara verdiği cevabı virgülüne dahi dokunmadan yayılıyoruz.

Konu hakkında ,gazetemiz kurucusu Yamaç Erözbek'in yazdığı makale şöyle;

Deniz ticaret odası yıllar geçtikçe, gelişme yerine sanki eskimeye başladı. Eskidikçe tozlanmaya küflenmeye başladı. İçinde sırlar saklayan antikacı dükkanına dönmeye başladı.

Halbuki dışarıda yeni gelişmeler, yeni arayışlar var. Deniz Ticaret Odasının yönetiminde bazı kişilerden duyduğum Oda artık Oda'lıktan çıktı sözleri bu eskimenin göstergesi bence.

Halen Odayı yöneten kişilerin, ticari açıdan zor durumda olmalarının yanı sıra oda kaynaklarının hoyratça israf edildiği söylendiğinde büyük tepkiler gösterilmesi. Demokrasi olması gereken bir kurumda ben kimseye hesap vermem davranışlarının sergilenmesi dışarda yeni arayışlar, yeni oluşumlar peşinde koşanların sayısını arttırıyor.

Son örnek ise Aralık ayında yapılan olağan meclis toplantısı...

Toplantıya katılanların havadan sudan soru sormasına alışmış olanlar, derli toplu ciddi soru soranlara tahammül edememesi İMEAK Deniz Ticaret Odası'nın son halini bir kez daha gözler önüne serdi.

Hele hele, Bütçe görüşmelerinde Koster dernek başkanı Kaptan Salih Zeki Çakır'ın kürsüye çıktığında aslında sert olmayan yumuşak ses tonuyla yaptığı konuşmada, 2016 yılı için 75 milyon olarak tahmin edilen bütçede yaklaşık 45 milyon'u Piri Reis Üniversitesine gidecek. Ayrıca bütçeye tahminine göre fuar, sponsorluk, teşrifat, mefruşat, tedrisat, gibi harcamalar da var. Geçen yılın masrafları 30 milyon 2016 da masrafları kısalım. 'Herkes bu bütçeden besleniyor' demesinin ardından küsüye çıkan Deniz Ticaret Odası yönetim kurulu başkanın parmak sallaya sallaya, "Talihsizce bir söz söylendi, o niyetle söylendiğini zannetmiyorum. Kayıtlarda var, bu bütçeden kimse beslenmiyor. Ben o manada söylenmediğini söyleyeyim, öyle olmadığına da inanıyorum. Kimsenin bir şey götürdüğü yok. Demesi görülmeye değerdi.

Halbuki Salih Zeki Çakırın büyük bir nezaketle sorduğu, sözlediği sözler dışarda konuşulanların sadece küçük bir yansımasıydı.

Gerçekte ise dışarda konuşulanlar daha sert. Mesala

Piri Reis üniversitesi arazisinden kimler, kaç para kazançlı çıktı?

Üniversite için ayrılan bütçeden kimler faydalanıyor?

Kimlerin makam şöförünün maaşını Oda ödüyor?

Oda yönetimi kimlerin banka borcunu öteleyebilmek için koşuşturuyor?

Oda kimlere sponsorluk yapıyor?

Gibi daha nice sorular var dışarıda
Bu sorulara geçek bir şeffaflıkla yanıt bulamayanların gözünde ise, Oda belli bir kesim için çalışıyor ve gerçekte denizciliğe hizmet etmiyor.

Bu görüşü paylaşanlar belirteyim ki oldukça çoğunluğa ulaşmaya başladı. Bunun arkasından yakında, yeni Deniz Ticaret odaları, Limanlar Odası, Balıkçılar Odası ve Tur tekneleri veya Turizm tekneleri odaları kurulmaya başlarsa kimse şaşmasın benden söylemesi.

Zaten büyük bir sayıya ulaşmış gemi sanayi sektörünün de halen İstanbul Sanayi Odasında otomotiv alt grubunda olması da büyük ayıp olarak görülüyor ve Gemi Sanayi sektörünün de tersaneler, yat inşa ve yan sanayi ile birlikte müstakil bir oda kurması görüşü çoktan beri kabul edilmiş durumda.

Ayrıca, Deniz ticaret odasına üye olanların bir başka Oda'ya da üye olma zorunluluğu yıllardır çözülmeyen bir sorun.

Bütün bunları alt alta koyunca İMEAK Deniz Ticaret odası sektör gözünde oldukça itibarsız.

Bundan böyle, Oda başkanı, sektörün konuştuklarından bazılarını oldukça sakin ve nazik biçimde kürsüde dile getiren Salih Zeki Çakır başta olmak üzere, karşı görüşte söz söyleyen, eleştirenlere parmak sallayacağına onların sözlerini dikkate almalı ve açıklıkla cevap vermeli. Oda'nın hesapları da açık olmalı ki üyeler ödedikleri aidatların nereye gittiğini görsün.

Bir de Oda seçimlerinde adayların, batık, borcu olan, ve sektörde iyi tanınmayan kişilerden olmamasına dikkat edilsin ki, adaylar yönetime geldiklerinde Oda'yı kendi menfeatleri için kullanıyor dedikoduları çıkmasın.


Salih Zeki Çakır'ın Deniz Ticaret Odasında yaptığı konuşma metni;

Çok değerli meclis üyeleri hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum.

Yılın ilk meclis toplantısı bütçenin onaya sunulması görüşülmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bana göre yılın en önemli toplantısını yapmaktayız. Bunun sıradan bir vaka-ı adiye, formaliteden bir toplantı olmasını doğru bulmuyorum.

Ben 12 yılı aşkın bir süredir meclisteyim. Aramızda büyüklerimiz var. Oda kuruluşundan bu yana meclis üyesi olan arkadaşlarımız var. Kendi dönemimle alakalı yıllardır meclisteki oylamalarda hem gündem dâhilinde hem de gündem harici konularda yapılan oylamalarda büyük oranda genelde bir yorum yapılmıyor. Görüş bildirilmiyor. Katkı sağlanmıyor. Her yönetimin getirdiği her gündem maddesi kabul ve meclisten geçiyor. Bunun değişmesi böyle olmaması bugüne kadar böyle gelmiş ama böyle gitmemesi gerektiği düşünüyorum. Çünkü bütçe bu odanın faaliyetleri için her şeydir. Bütçe yoksa burada gelip toplanıp da dağılmayız. Her şey bu bütçenin etrafındaki ekosistemle beslenmektedir.

Bu anlamda 2015 bütçesi gerçekleşti. 2016 raporunda gerçekleştiği kadar rakamlar belli. 2016 yılının bütçesi 75 milyon TL olarak tahmin ediliyor. Bu bana göre muazzam bir bütçe. Bu artış oranı böyle giderse 2 sene sonra 100 milyon TL olacak. Aynı algoritmayla bunu 2023’e taşırsak kaba bir hesapla ekonominin bu seviyede iyileşme trendinde gittiğini düşünürsek 350 milyonluk bir bütçeye DTO hükmedecek. Velev ki inşallah 2023 hedefleri de tutacaktır. Yaklaşılsa bile bu rakamın 500 milyon TL’ye çıkacağı aşikârdır. Bu anlamda böyle büyük rakamların onay alınırken şahsen benim ve diğer arkadaşlarımın da katkı sunmasının yönetim içinde faydalı olacağını düşünüyorum. İnşallah yanılmıyorumdur.

Tabi 2015 yılı bütçesi tamamlandı. 2016 konuşulacağı zaman öncesinde bu raporla birlikte 2015 yılında bu bütçeyle yapılanlar yapılamayanlar adına faaliyet raporu “daily rutin” dediğimiz aylık toplantılarda yansıya gelen faaliyetlerin dışında 2015’te ne planlandı, neler yapıldı neler yapılmadı bir öz eleştiri yapılmasının yönetim tarafından uygun olacağını telakki ediyorum. Çünkü, hiçbir yorum böyle önemli muazzam bir bütçe görüşülürken yorum, özeleştiri, tenkit, görüş, katkı yapılmıyorsa yıllardır, hakkını yemeyeyim Hüseyin Yangın Bey abimiz geçen dönemde mecliste personel maaşlarının iyileştirilmesiyle ilgili talebi olmuştu. İstisna zaman zamanda Faruk Bey‘in münakale ile ilgili yorumları olmuştu. Onun dışında çok fazla ciddi olarak teklif ve öneriye rastlamadım.

Bunu bana göre iki şeyle izah etmek mümkün.

Birincisi, üye memnuniyeti yani üyeler, ağırlıkla meclis üyeleri, dışardaki üyeler ki, son rakam 7911 tüzel kişilik üyesi var ticaret odasının. Hat safhada. Üyelerin sorunları layıkıyla elleçleniyor, denizcilik tabiri ile gündeme taşınıyor çözümler üretiliyor bunlarda yıl sonunda şunlar halledildi bunlara fırsat olmadı devam edilecek denmekte ve böyle algı oluşturmakta fayda var.

İkincisi nemelazımcılık, affınıza sığınarak söylüyorum.  İlgisizlik ve bunun getirdiği bilgisizlik.

Malum ilgi bilgilenmeyi, bilgi bilgilenmiş olmakta sorumluluğu, sorumluluk hisseden de katılımcılığı seçer. Bende bu anlamda konuşmamı sürdürmek istiyorum.

2015 de faaliyetleri içinde gündeme gelen meslek komitelerinin taşıdığı sorunlardan yanılıyor olabilirim 2 konuda ağırlıklı iyileşme oldu:

Birincisi limanlara yanaşmada ağırlıklı etkilenen yakıt tankerlerinin pilotaj mecburiyeti. 500 gt dan 1000 gt çıktı. Ama bu arada yatlara mecburiyet getirildi.

İkinci iyileştirme ise yolcu taşımacılığı yapan arkadaşlarımızın sıkça gündeme getirdiği 65 yaş üstü yolculardan ücret talepleri. Bu konuda oda tarafından bir iyileştirme yapıldı.

Yanılıyorsam özür dilerim bunun dışında amatör denizcilikten armatörlere kadar tüm meslek gruplarının bana göre yüzlerce birikmiş sorununa çözüm üretmede bir âcizi yet olduğunu ifade etmek istiyorum.

Bu anlamda 2015’in bir özeleştirisini yapmakta fayda var.

2016 bütçesi önümüze hazır geldi. Biz buradan bir öneri yapsak, oylansa bu bütçe değişir mi teknik olarak bilmiyorum. Bir anım var bununla örtüşüyor.

80 yılında gemiyle Amerika ya gittik. Mesai bitti takım elbise giydik tıraş olduk, kravat taktık, iki arkadaş ile birlikte 2. kaptanın kapısını çaldık. Müsaadenizle dışarı çıkmak istiyoruz dedik. E kardeşim dedi siz zaten kendinize müsaade vermişsiniz. Şimdi size gitmeyin mi diyeyim?

Şimdi 2016 bütçesi de hazır önümüzde. Bütçe çıkmasın mı diyeceğiz?

Ama birkaç konuda eleştiri yapmakta fayda var. Şimdi 2015 bütçesi ve öncekiler 2016 bütçesinde 18 gelir kalemi 18 gider kalemi olsa da bütçe aslında 2 ana başlıktır.

Birincisi TÜDEV’de üniversiteye aktarılan kaynak… İkincisi ise masraflar… Geçen yıl yüzde elli olan üniversiteye ayrılan kaynak geçtiğimiz mecliste gündem dışı alınan kararla yüzde 60’a çıkarıldı.

Diğerleri de masraf kalemleri. Yani bütçeyle oranlarsak 75 milyonun 45 milyonu üniversiteye gidecek. Kalanda masraflara, genel giderlere harcanacak.

Bunlardan masraflar kaleminde tabi çok şey söylenir. Bana göre özellikle masraf kalemlerinde fuar sponsorluk teşrifat mefruşat tedrisat gibi bir sürü kalemde harcama var. Ancak üye genel menfaatine yönelik somut yapıldı da iyi oldu denebilecek bir sonuca rastlamadım. Bu şahsi kanım. Takdir edersiniz etmezsiniz.

Her şey sonuçlarıyla değerlendirilir. Bende bu yöntemle görüşlerimi bildirmeye çalışıyorum.

Bu anlamda geçen bütçe oylamasında gündeme gelmişti bu kadar kaynak eğitime aktarılmasaydı da ne yapılabilirdi.

Kendimce benim onlarca başlık seklinde önerilerim var. Bunlardan dikkate alınır veya alınmaz… 3’ünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birincisi masraf olarak ayrılmış kalemlerden takriben 30 milyon TL. Bunlarda 2016 senesinde tasarrufa gidelim. İlave yüzde 20’lik bir oranı hedefleyelim ve bu oranı da eğitime ayıralım. Ama bu bir farkla genel bir eğitim olmasın. Ben denizciliği adım attığım günden bu yana sizler gibi çok sıkıntısını çektiğimiz hem kara kadrolarında hem de deniz kadrolarında en önemli eksiklik nitelikli insan gücü. Pek çok platformda paylaşıldı.

Ehliyet olarak baktığımızda bu gemi inşa olarak da diğer meslek grubu insan kaynakları içinde geçerli. Nitelikli insan gücü eksikliği var.

Ciddi maliyetler ödüyoruz. Bu kaynak nitelikli insan için ayrılsın.

İkinci önerim, başkan çok haklı bir konuya değindi ve örtüştü konuşmamıza rağmen özellikle 2002’den beri denizciliğimiz bürokraside iş dünyasında kabinede mecliste TOBB’da olabilecek en üst düzeyde temsil ediliyor ve sayısal anlamda bir olumsuzluk yok. Ancak buna rağmen siyasetin gündemine taşınan sorunlarımız çözülemiyor.

Denizciliğimizin sisteme entegre olamamasından kaynaklanıyor kendi tespitimdir bu.

Yanı biz bir inşaat sektörü gibi, turizm gibi, tarım gibi, finans gibi genel büyük sisteme maalesef entegre olamadık.

Bunun sorgulanması, araştırılması bu konudaki eksiklerin giderilmesi için ayrılacak kaynakta denizcilik strateji enstitüsü kurulmasını öneriyorum.

Bu enstitü kapsamlı çalışmalar yaparak bu entegrasyon sorununun asılmasında çok faydalı işler çıkaracağına inanıyorum.

Üçüncü önerim önümüzdeki yıllarda inşallah gerçekleşecek odanın bütçesi basında değindiğim gibi iyileşecek daha da iyi olacak başka kaynaklar devreye girebilir.

Yeni bir denizcilik külliyesi kurmak ve bunu Anadolu yakasında yapmak DTO yu da oraya taşımak.

Ben büyüyen denizciliğimizin gücüne oranla mevcut binayı yetersiz buluyorum.

İnşallah denizciliğimiz bütün bu krizlere rağmen daha da büyüyecek, daha büyük işlere, başarılara sektör mensupları üyeler imza atacak.

Bu bakımdan çok geniş imkânlara sahip ve içinde STK’lara da yer verileceği içinde toplantı salonları konferans salonları eğitim salonları içinde ufak çaplıda olsa sempozyumlarında yapılabileceği bir denizcilik külliyesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ve bu binanın da deniz ticaret müzesi olarak değerlendirilmesini teklif ediyorum. Ayrıca sözünü ettiğim ikinci maddede ki denizcilik strateji enstitüsü de burada faaliyetlerini sürdürebilir. Aynı sahil paralelde askeri müze var. Burasıda bir deniz ticaret müzesi olarak yakışır diye düşünüyorum.

Bu anlamda daha ince detaya girip farklı eleştiriler yapmakta mümkün.

Ama bu yolun açılmasını sizlerin de bütçeyi iyi tetkik ederek öneride bulunmanızı faydalı olacağını düşünüyorum ve teşrif olması acısından yönetime.

Gecen yıl teşebbüs ettiğim sağ olsun Yılmaz Ulusoy’un da müdahalesiyle geri çekmek zorunda kaldığım oyumu bu sefer aleyhte kullanacağımı bildirmek istiyorum.


Aleyhinde çıkan yazılara Salih Zeki Çakır'ın açıklaması;

DTO Eşgüdümünde İtibarsızlaştırma Gayreti
"Hayat düsturumuz acizane, bizi övenden Allah razi olsun, yerenden bin kere razı olsun. Fakat insaf ve izan sınırlarını zorlayarak, kendince haklı gerekçelerle durumdan vazife çıkarmak adına şahsımı daha öncelerinde de teşebbus ettiğiniz gibi mevcut DTO yönetimi paralelinde, eş güdümünde beyhude itibarsizlastirma gayretlerinizi Allah (c.c.)’a havale ediyorum.

Çünkü inancım “La Galibu İllallah’’ dır.
 
Tekraren “Bu işler böyle gelmiş fakat böyle gitmemeli, gitmese daha iyi olur” mealinden yapmış olduğum, atılan iftiraların aksine hiçbir seçim, geçim yatırımı gayesi gütmeden, halisane calışmaların takdirini sizlerden beklemiyorum.
 
Ünlü şairimizin (N.F.K ) dediği gibi;
“Bu taksimi  kurt yapmaz kuzulara şah olsa, bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye tam bir pul.’’
 
sözlerinde ifadesini bulan garabeti  ortaya koymak adına İMEAK DTO bütçesi için söylediklerimin az ve yetersiz olduğunu da ifade eden mecliste temsil edilme imkanı ellerinden alınmış olan pek çok üyenin varlığı dogru yolda olduğumun inşallah nişanesidir. 
 
Yani herkes bu sitede ifade edilen görüşler gibi düşünüp inanmıyor çok şükür.
 
Asıl tenkit edilmesi gereken , şimdiye kadar ,beş paralık dünya menfaati  kaygısı taşımadan , dokuz köyden kovulma, hakkı tutup kaldırma  sorumluluğuyla ,mahçup, mağdur, yüzsüz olma pahasına , bu ve benzeri çalışmaların yapılamamış olmasıdır.
 
Sureti haktan görünme gayretkeşliğinize rağmen, sizlerinde bu teşebbüsleri sulandıracak şekilde denizciliğimizin   siyasi ve idari gerçekleriyle çelişen ilkel, sonuç odaklı olmadığına inandığım bir gazetecilik örneği sergilemenizi izaha vareste bulmaktayım.
Değer diyorsanız buyurun devam edin.

Allah (c.c.) sert yanıt vermekten, had bildirmekten, gol atmaktan, sopa atmaktan, parmak sallamaktan, demagojiden, polemikten, iftira atmaktan cümlemizi korusun inşallah."
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER