50 yıl önce, Kıbrıs Barış Harekâtı, Neden çözülemiyor?
GÜNDEM
Rumların baskı, zulüm ve katliamlarına maruz kalan Kıbrıs Türklerini kurtarmak ve adaya barış ve huzur getirmek amacıyla gerçekleştirildi.
Adada tek bir yönetimi öngören Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan ile Kıbrıs'taki Türk ve Rum toplumları arasında 1959'da imzalanan Zürih ve Londra Anlaşmalarıyla kuruldu. Anlaşmada imzası bulunan bu 3 ülke Kıbrıs Cumhuriyeti'nin garantörü oldu. Uluslararası antlaşmalar uyarınca 1960'da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasasında Kıbrıs Türklerine ve Rumlara eşit siyasi hak ve statü verildi.
Cumhuriyetin kurulmasının ardından Kıbrıs Rum tarafı, Türkleri devlet kurumlarından uzaklaştırma, Türklerin adadaki varlıklarını bitirme ve Yunanistan ile birleşmeye (Enosis) giden yolu açmaya yönelik girişimlerde bulunmaya devam etti. Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıslı Rumların tek taraflı girişimleriyle anayasayı feshetmelerinden sonra 1963'te fiilen son buldu.
Enosis hedeflerini gerçekleştirmek için silahlanan Rumlar, Yunanistan'ın da desteğiyle 1963-1974 yılları arasındaki 11 yıllık süreçte Kıbrıslı Türklere uyguladıkları baskı, zulüm ve ambargoyu ara vermeden sürdürdü.
Kıbrıs Türkleri İçin 1963-1974 Yılları Kan, Gözyaşı ve Göçten İbaret
Kıbrıs'ta 1960-1963 yıllarında Kıbrıs Cumhuriyeti hukuken var olsa da hiçbir kangren olan soruna çözüm olmadı ve adadaki sıkıntılar devam etti. Rumlar en başından beri, Türk ve Rum ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ne sadık kalmadı, kurulan düzeni Enosis (Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması) için bir basamak olarak gördü.
Takip eden süreçte Rumların Enosis (Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması) emelleri doğrultusunda; Türkler, baskı ve silah zoruyla cumhuriyetten dışlandı. Rumlar, adadaki Türkleri, Enosis’in önünde büyük bir engel olarak görüyordu.
Bu hedef doğrultusunda 21 Aralık 1963'te; adını 9. yüzyıldaki bir Yunan destanından alan ve bütün Kıbrıs Türklerini topyekûn ortadan kaldırarak Kıbrıs’ı bir Yunan adası hâline getirmeyi hedefleyen Akritas Planı, Rum çeteleri tarafından uygulanmaya başlandı.
İlk olarak; Lefkoşa'nın Tahtakale semtinde 20 Aralık 1963 gecesi otomobillerine açılan ateş sonucu Kıbrıs Türkü Zeki Halil ve Cemaliye Emirali hayatını kaybetti. Rumların başlattıkları ilk saldırılarda sadece Lefkoşa'da 92 Türk can verdi, 146 kişi ise yaralandı.
Rum terör örgütü EOKA mensubu militanlar ilk büyük katliamı, 23 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Ayvasıl köyünde yaşayan Kıbrıs Türklerine karşı düzenledi. Bu köyde esir alınan 21 Kıbrıs Türkü, elleri bağlandıktan sonra acımasızca katledildi ve toplu mezarlara gömüldü.
Rum çeteleri, bir yandan 24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, diğer yandan da Kıbrıs'taki Türk Alayı'nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi Mürüvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan’ı evlerinin banyo küvetinde vahşice katletti.
Bu olay tarihe "Kumsal Katliamı" ya da "Banyo Katliamı" olarak geçerken, baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açıldı.
Olaylarda Rumların saldırısına uğrayan 103 Türk köyü boşaltılırken, Kıbrıs'ta 1963'te başlayıp 1964'te de devam eden olaylarda 364 Türk şehit oldu.
Kıbrıs Harekatı’nın 50. yılı: Sorun neden çözülemiyor
Türkiye'nin Kıbrıs Harekatı'nın üzerinden 50 yıl geçti. Kıbrıs sorununun çözümü için son 20 yılda gerçekleştirilen iki girişim de sonuçsuz kaldı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türkiye- Yunanistan yakınlaşmasından yararlanmak amacıyla Kuzey ve Güney Kıbrıs liderlerini Eylül'de görüşmeye çağırmaya hazırlanıyor.
Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti, BM parametreleri kapsamında yeni bir çözüm sürecine olumlu yaklaşıyor. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs ise eşit egemenlik ve eşit uluslararası statü dışında bir formüle sıcak bakmadığını kayda geçiriyor.
Kıbrıs'ta çözüme en çok yaklaşılan dönem 2004'te Annan Planı'nın referanduma sunulmasıydı. Türklerin yüzde 65 oranında “Evet” oyuna karşın Rumların plana yüzde 75 oranında “Hayır” demesi nedeniyle Ada'da yeni bir ortak devlet kurulamadı.
2017'de yapılan Crans Montana görüşmeleriyle, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların BM parametreleri çerçevesinde bir federasyon çatısı altında bir araya getirilmesi amaçlandı. Ancak bu görüşmeler de Rumların son anda masadan kalkmasıyla sonuçsuz kaldı.