© © 2024 Deniz Ticaret Gazetesi

20 yıldır bitmeyen tırmanış ve azmin zaferi; DEKAŞ

Her yol denenerek DEKAŞ'ı ortadan kaldırma çalışmalarına karşılık kazanılan başarının hikayesi

DEKAŞ, açık adı ile Deniz Kılavuzluk A:Ş. En yoğun gemi trafiğinin olduğu İzmit körfezinin deniz güvenliği onlara emanet. Gemilerin güvenle limana girmesi ve güvenle limandan çıkması DEKAŞ kılavuz kaptanlarının sorumluluğunda. DEKAŞ bu emaneti 20 yıldan bu yana başarı ile sürdürmeye devam ediyor

Zaman zaman bu başarıya göz diken, rant peşinde koşanlar ile çetin mücadaler verdiği de bir gerçek. Bu başarıya göz dikenler kimi zaman içlerinden kimi zaman dıştan oluyor.

Ama DEKAŞ başta yöneticileri olmak üzere, büyük çoğunluk birbirine kenetleşmiş, birlikteliğin getirdiği inançla bu çetin mücadelelerden başarıyla çıkmayı başarıyor

20 yıl önce, 1995 yılında, Kılavuz kaptan Aykut Erol öncülüğünde, 122 kılavuz ile birlikte Bu Tırmanış Hiç Bitmesin sloganı ile çıktıkları yolda zaman zaman karşılaştığı çetin rakipler karşısında birlik içinde, azimle verdiği mücadaleyi sessizce devam ettiriyor.

DEKAŞ yönetim kurulu başkanı Kılavuz kaptan Aykut Erol, DEKAŞ'ın hikayesini şöyle anlatıyor;
1995 yılında 122 kılavuz kaptanı bir araya getirerek, Türkiye’de ilk kez Avrupa Birliği ülkelerindeki yapıya benzeyen, kılavuz kaptanların hissedar olduğu “Deniz Kılavuzluk AS.’nin kurulmasını sağladım.

1987 yılında Kılavuz Kaptanlar Derneği başkanlığına seçildim. 1990′ların baslarında TDİ özelleştirme kapsamına alındı. O sırada kılavuzluk hizmetlerinin de özelleştirileceği söylendi. Bunun üzerine Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak temasa geçtik.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bize kendi uygulamaları açısından, TDİ’de hizmet veren kılavuz kaptanların ortak olduğu bir Anonim Şirket kurmamızı önerdi. Biz bu öneri üzerine, 1995 yılında TDİ’de İstan­bul, Trabzon, İzmir, Antalya gibi bütün bölgelerde çalışmakta olan 122 kılavuz kaptanın, ortak olduğu, kısa adıyla Dekaş olarak bilinen, Deniz Kılavuzluk A.Ş.’ni kurduk.

O zaman, özelleştirme kapsamındaki TDİ yatırım yapamıyor ve elindeki eski, sayıları ve güçleri yetersiz pilot motoru, palamar motoru ve römorkörlerle İzmit Körfezi’nde hizmetlere yetişemiyordu. İzmit Körfezi’nde sayıları giderek artan iskele ve tesislere yanaşıp kalkacak gemilerin hizmetlerinde gecikmeler oluyordu. Gemilerle birlikte, bu gecikmelerden tesisler, iskele ve rıhtımlar, yükler, yük taşıyıcılar, fabrikalar da zarara uğradı. Türkiye, bekleyen gemilere yılda milyonlarca dolar demoraj (bekleme) ücreti ödedi. Bunun sonunda ilgili tarafların şikayetleriyle Denizcilik Müsteşarlığı sorunu çözebilmek için bazı yasal düzenlemeler yaptı.

Bu yasal düzenlemeler sonucunda, güç birliği yaptığımız bir şirketle bize, yani “Deniz Kılavuzluk – Med Marine Müşterek Teşebbüsüne” İzmit ve İskenderun Limanlarında “kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerini” yapma yetkisi ve izni verildi.

Çalışmalarımızı kalite belgeli hizmet anlayışı yanında, Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Birliği’ne üye de olarak, bu hizmetleri dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki seviyeye çıkarttık Böylece, daha önce görülen tüm gemi beklemeleri ortadan kalktı, seyir, can, mal ve çevre güvenliği en geniş anlamda sağlandı, ekonomik kayıplar kazançlara dönüştü.

Dekaş’ın kuruluş amacı aslında Türkiye’de de, Avrupa Birliği ülkelerindekine benzer bir kılavuzluk yapısının kurulmasına da öncülük etmekti.

DEKAŞ bu şekilde yürürken iç yönetiminde bazı anlaşmazlıklar çıktı. İçte yaşanan anlaşmazlıklar daha sonra sektörde
gündem haline geldi. DEKAŞ'ın iç anlaşmazlıklarının denizcilik sektöründe gündem olması bazı rant peşinde koşanların da gözlerini DEKAŞ'a çevirmesine yol açtı. İçten- dıştan bastırırsak DEKAŞ'ı durdurur yerine biz geçeriz havası hakim oldu. Bunun için yeni firmalar kuruldu.

DEKAŞ'ın verdiği en çetin mücadele, bir ara romörkörlük için anlaşma yaptığı, 66 Armatör ve Deniz acentasının birleşerek kurduğu Marin Römorkör ve Kılavuzluk firmasına karşı olduğu bir gerçek. Zira DEKAŞ ile Marin Römorkör firması arasındaki anlaşmayı bozduktan sonra Marin Römorkör, nerdeyse bütün siyasal ve parasal gücüyle DEKAŞ'a adeta savaş açtı.

Hukuksal yoldan mücadelede Marin Römorkör DEKAŞ'ın tüm mal varlığına icra yolu ile tedbir koydu. Bu arada DEKAŞ'taki bir takım çürük elmalarda boş durmuyor, DEKAŞ'ın bittiğini, çökmesinin yakın olduğunu, DEKAŞ kılavuz kaptanlarının ayrılması gerektiği yolundaki söylentilerini yaymaya çalışıyorlardı.

Çünkü, dıştan ağır baskı altında kalan DEKAŞ'ın maaşlarını almakta zorlanan kılavuz kaptanları işi brakırsa, özellikle İzmit körfezinde hizmet veremez hale gelecek ve yetkileri iptal edilebilecekti.

Bu sıkışık durumdan kurtulmak için DEKAŞ, hukuksal bir manevra yaparak İflas erteleme kararı aldı. Bu kararla birlikte,
artık DEKAŞ başta kılavuz kaptanların maaşları olmak üzere harcamalarını karşılayacak duruma geldi. Yani DEKAŞ şimdi nefes almıştı. Mücadeleyi daha rahat sürdürebilecekti. Bütün bu olaylar yaşanırken DEKAŞ kılavuz kaptanları bazılarının beklediğinin aksine çözülme yerine birleşmiş tek yürek olmuştu.

Durum DEKAŞ yönetimi tarafından hem ortaklarına hem basına şöyle duyuruldu


Sayın DEKAŞ Ortakları,
Sizleri daha önceki yazılarımızda da bilgilendirdiğimiz gibi, Tahkim Heyeti'ninin Şirketimiz aleyhine 2014 Ocak ayında verdiği, hukuka, hakkaniyete aykırı ve yanlış 56 milyon TL gibi yüksek bir Tazminat kararıyla ilgili HUKUKİ SÜREÇ halen devam etmektedir.

Tamamı hukukçulardan oluşan Tahkim Heyeti, mali bir konu olan Tazminatı hesaplarken mali konularda uzman Bilirkişilere başvurmamış ve karşı tarafın kâr kaybını hesaplarken, onların son 6 ay içindeki (ciro / giderler =) kârlarının ne olduğunu dikkate almamıştır. Tahkim Heyeti, Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş.nin (cirolarından giderlerini düşmeden), doğrudan ciroları üzerinden hesap yapmış ve sonuçta da yüksek bir Tazminat ortaya çıkmıştır. Yapılan bu yanlış hesaplamanın, mali kurallara da, hukuka da, hakkaniyete de aykırı olduğu ortadadır.

Tahkim Heyeti Kararının iptali için açtığımız davanın 28 Mayıs 2015 tarihinde 16. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan duruşmasında, biz bu yanlış Tahkim Heyeti Kararının iptalini beklerken, Mahkeme bu konuda görevsizlik kararı vererek, davamızı görüşülmek üzere denizcilik konularına bakan 17. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderme kararı almıştır.

Görüldüğü üzere, Bu davanın sonunda, davayı kazanmamız ve Tazminatın ortadan kalkması veya çok düşük bir rakama inmesi ihtimalleri kuvvetlidir. Ancak hukuki süreç uzamaktadır.

Hukuki süreç sonunda kaybedebileceğinin farkında olan Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş., hukuki süreç sona ermeden önce, hukukun arkasından dolanarak ve mükerrer olarak Şirketimize haciz işlemleri uygulatmakta ve hukuki süreç sonunda aleyhine bir karar çıkmadan önce, Şirketimizi ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.

Aslında bildiğiniz gibi, Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş. 2014 başında HMKyı ileri sürerek, Şirketimize ilk icrayı getirdiğinde biz buna Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesine itiraz ettik ve icra durduruldu. Marin Römorkör bu kararı temyiz etti. Ancak, 8. Yargıtay Hukuk Dairesi tarafından, HMK değil, HUMK uygulanması gerektiği belirtilerek, Mahkeme kararı lehimize onaylandı. Bunun üzerine Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş., Karar Düzeltmeye başvurdu. Bu konuda halen, 8. Yargıtay Hukuk Dairesi kararını beklemekteyiz.

Ancak Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş., Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesi ve Yargıtay'da lehimize verilmiş kararlar bulunduğu halde, hukuku arkadan dolanarak, aynı konuda, bu kez de Çağlayan'dan, davayı tanıdık bir hakime düşürme oyunu oynayarak, (ki daha sonra bunu belgeleyince hakim davadan çekildi), DEKAŞ üzerine yeniden haciz uygulaması getirdi.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, İptal davasının aleyhine sonuçlanacağının farkında olan Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş.,
hukuki süreç sonuçlanmadan, bir an önce Şirketimizi çökertmek için icra uygulamalarını sertleştirmiş ve DEKAŞ Genel Merkezinde şirketin bilgisayarlarına, santralına ve iskemlelerine kadar el koydurarak, Yarımca ile Darıca Kılavuzluk İstasyonlarında, kılavuz kaptanların yattıkları yataklara, odalarındaki dolaplara, gemilerle konuşma aracı olan telsiz telefonlara (VHF'lere) kadar haciz işlemi uygulatmıştır.

Kuşkusuz Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş., el koydurdukları yatak, yorganlar, vb. ile 56 milyon alacağını tahsil edemeyeceğini çok iyi bilmekte, ancak Şirketimize bu şekilde diz çöktüreceğini sanarak kötü niyetli bu taciz işlemlerine devam etmektedir.

Ve en önemlisi de, Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş. 12.02.2015 tarihinde, kılavuz kaptanları hizmet verecekleri gemilere deniz yoluyla götüren pilot motorlarımıza da el koydurarak, ŞİRKETİMİZİ, ÇALIŞAMAZ, HİZMET VEREMEZ, FATURA KESEMEZ, TAHSİLAT YAPAMAZ, GELİR ELDE EDEMEYEN BİR ŞİRKET DURUMUNA GETİREREK, KİLİTLEMİŞ ve bu yolla çökertmeye çalışmıştır.

Yargıtay kararlarının gecikmesi, İptal davasının uzaması ve Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş.nin yukarıda açıkladığımız tutumları karşısında, Şirketimizi korumak, çalışır ve gelir elde eder duruma getirebilmek için, yasal hakkımız olan İflas erteleme kararı alınmasına başvurulmuş ve tedbir kararı almış bulunuyoruz.

Aldığımız iflas erteleme tedbir kararıyla, artık 5-6 yıla kadar uzayabilecek bir süre içinde, Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş. Şirketimiz üzerine icra uygulaması getiremeyecek haciz yapamayacaktır. Şirketimizden bugüne kadar icra yoluyla alınanlar geri verilecek ve en önemlisi, Şirketimiz yeniden normal bir Şirket olarak çalışmaya başlayarak, hizmet verecek, fatura kesecek ve gelir elde edecektir.

İflas erteleme kararından sonra hızla kendini toprlayan DEKAŞ, yönetimi bıkmadan mücadeleyi sürdürdü. Ve Mart 2016 başında İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi, bu hukuksuzluğa dur diyerek verdiği kararla, Deniz Kılavuzluk A.Ş. ni haklı bularak Tahkim Kurulu Kararı'nı iptal etti.

Yaşanan olaylara karşı konuşan DEKAŞ yönetimi ise bu mücadelenin bir takım ruhu içinde olduğunu va başarının birlik beraberlikten doğduğunu, bundan sonra da bu birlik ve beraberlik ruhunu kaybetmeden yollarına devam edeceklerini söylediler

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER